27 Şubat 2014 Perşembe

bir gün herkes..

bir zamanlar yaptıkları çılgınlıkları bildiğim ve birlikte çılgınlıklar yaptığım arkadaşlarımın şimdi ev oturmalarına giden, kısırlı poğaçalı kekli günler düzenleyen, etrafı yalnızca ama yalnızca 40 yaş ve üstü kadınlarla dolu biri olmaları beni üzüyor. bu konuda ciddiyim. ne zaman fotoğrafları çıksa karşıma, mutlu görünüyorlar. nasıl olur? sen böyle biri değildin! ne çabuk alıştın! aslında hep böyle biriydin de nasıl sakladın!

oysa biz saçmasapan şeyleri kafasına takan ama sonra yeniden ayağa kalkan kızlardık. bizdik, öyleydik ama sonuçta kendimizdik. o gün, o günlerden herhangi bir gün size bugün böyle biri olacağınızı söyleseler oturma yerlerinizle gülerdiniz. ben de. üstelik kahkahalarla. hayır komik değil, hayır dalga geçmiyorum ama öyle biri değildik. kısırı poğaçayı keki hep annemiz yapar, biz de üzerimize döker ve azarı yerdik. ve aptal aptal gülerdik. tam da böyleydik.

biliyorum aptallık ediyorum hala öyle olacağımıza inanarak. neyin sonsuzluğu var ki zaten hepimiz ölümlüyken? ama üzülüyorum işte. değişmemize, şimdi bambaşka insanlar olmamıza, bir daha yeniden tüm o saçmalıkları yapmayacak olmamıza.


her şey buraya kadarmış

hiç değişmeyeceğiz sanırken aptal görünüyorduk belki ama sonra yeniden devam ediyorduk. biz olan, gerçek biz'e geri dönüyorduk.

evcilik oynarken aniden kalkıp ''oyuncaklarını topla'' diyen annenin yerine geçmeniz beni üzüyor. son ses müzik dinleyip dans edip delilikler yaparken odaya girip ''kafam şişti kıs şu müziği!'' diyen annenin yerine geçmeniz beni üzüyor. arkadaşlarla beraber dışarıdayken ve abartmıyorum saat yalnızca 8 iken arayıp ''artık gelmesen de olur nasılsa sabah oldu'' diyen annenin yerine geçmeniz beni üzüyor. yemek yiyecekken yemek masası ya da mutfak yerine koltukta ya da yatağımızda yediğimiz için tanıdıkların komşunun akrabaların aptal kızlarını örnek verip ''bilmemkimin kızı evlendi yuva kurdu sen hala pasaklı'' diyen annenin yerine geçmeniz beni üzüyor. çok alakasız bir yerde çok alakasız bir zamanda çok alakasız bir muhabbetin tam ortasında lafı yine aynı yere getirip ''evlenseydin şimdiye torununu seviyorduk'' diyen annenin yerine geçmeniz beni üzüyor. hani öyle değildik, birlikteydik, bizdik? ben öyle olmadım hala, belki olmak istiyordur içimdekilerden biri, ama öyle uzak görünüyor ki şimdi.

yine aptallık ediyorum belki de.. sanki hepiniz teker teker evlenip, artık ev gezmelerine giden, kısırlı poğaçalı kekli günler düzenleyen filan birileri olmamışsınız gibi, hala eskisi gibiymişiz gibi, beni ve bizi yarı yolda bırakmamışsınız gibi, siz gittikten sonra aptal aptal tek başıma devam edeceğimi sanabiliyorum bazen. insanız yanılıyoruz işte.

insan bazen hatırlayınca özlemek diyemeyiz belki ama özlemeye benzer bir şey hissediyor. siz hala bizim gibiyken, biz hepimiz aynıyken yaşadığımız günler dün gibi sanki. şimdi bakınca biz değiliz sanki. ama istediğimiz kadar şaşırıp saçma bulalım, istersek inkar edip nefret edelim, ister özgür kız istersek de hanım kız olalım bir gerçek var ve bunu kabul etmek gerek. bir gün herkes ev oturmalarına giden, kısırlı poğaçalı kekli günler düzenleyen, etrafı yalnızca ama yalnızca 40 yaş ve üstü kadınlarla dolu biri olacak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder