25 Temmuz 2010 Pazar

huysuz nine olmak ya da olmamak


içimde diktiği düğmeleri tek tek söken huysuz biri var bu aralar.yapma diyorum,bi iliklesen belki de bastığında mutluluğun anahtarını tutuşturacak avuçlarına.'don't push' yazan aptal bi tuş değildir belki.belki de kendimize çekeriz onu,ve içine alırken,sen bilmezsin kimin kimi içine aldığını,bi de bakarsın için dışın bir olmuş,anlatıvermişsin derdini tasanı sağanağını.zaten yaz.bi yağmur farz.olmasa da olur.ama olsun.45 derece olucakmış yarın havamız,havamızdan geçilmez artık,bakın ne bok ettik dünyayı diye,saçımızı geri atıp geçeriz yanlarından otun böceğin.kaldıysa tabi.zaten ne varsa bizim bu hep 'daha iyisi olsun en iyisi olsun'culuğumuzdan geldi ya başımıza.neyse çok milyon kafam bu ara.içmedim.içmeden.cansıkıntısından böyle bi meşgale bulmuş olmaktan korkuyorum kendime.yoksa çekilmez bi nine mi olucam ben?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder