4 Kasım 2012 Pazar

bazen odun, sadece odundur

bazı kızlar bazı erkekler kadar duygusuzdurlar. onları karşılarındaki delice romantik ve en önemlisi acayip centilmen sevgilileri bile yumuşatamaz. adam deli divane peşinde, sürprizler, sadakat ve büyük sevgi. kızın suratı ise ''ee napiyim yani'' bakışıyla donmuş kalmış bi halde. kız arkadaşları ''kızımmm deli misin çocuk nasıl seviyo seni!'' diye kıtır kıtır kızın beynini yese de kız işte bu kadar odundur. yani odunlar sadece erkeklerde olmuyormuş. sevinin erkek insanlar!

ama bi de bazı erkekler de o bazı kızlar gibi karşılarındaki, onları anneleri kadar değil belki ama neredeyse anneleri kadar sevip koruyup kollayan kız karşısında bile yumuşamaz. kızın sempatik halleri, lafta değil cidden anlayışlı tavrı ve adamı her haliyle olduğu gibi seven duruşu adama kıro görünür. fazla naz aşık usandırır, fazla aşk g.t kaldırır. bu maalesef böyledir.

ilişkinde nasıl biri olduğun çoğu zaman senin nasıl biri olduğunla paralel olsa da karşında seni çileden çıkaracak kadar senin zıttın biri varsa, o ilişkide sen sen olmaktan çıkabiliyorsun. kırmızı başlıklı kızın aslında kurt olduğuna, kurtun ise masum olduğuna ihtimal vermeye başladığın zaman anlıyorsun ki, insanlar o maskelerini asla ve asla çöpe atmıyorlar.

mesela sen bir kızsın ve çok sevdiğin bi sevgilin var. o da seni seviyor, en azından öyle görünüyor. fakat sen o heyecan ve sevgi patlamasıyla adama şakır şakır güven duygundan yaptığın konfetileri başından aşağı döküyorsun. fakat o güven konfetileri yukardan şarıl şarıl boşanırken şanssızlık bu ya, bi tanesi gelip çat diye adamın gözüne battı. işte şimdi senin için tehlike çanları çalmaya başladı küçük kız. çünkü bazı insanlar onlara güvendiğini öğrendiği an, ona güvendiğin için seni pişman etmek için elinden geleni yapmaya koyulur. sonra bi gün bi de bakmışsın, büyük sevgiyle adamın başından aşağı boca ettiğin güven konfetileri çöplükte parıl parıl parlıyor. yani adam o konfetileri alıp çöpe atmış. çünkü o adam kendisine güvenilmesini, değer verilmesini ve sevilmeyi istemiyor. arıza bi tip olduğu daha baştan belliyken, sırf o arızalı hali sana çekici ve farklı geldi diye o cızırtı sesleri bile sana tatlı geldi ve peşine takıldın. fakat ne gerek var şimdi, kırmızı başlıklı kız gibi kurtu masum sanıp peşinden gitmeye.


nereye kadar kaçacaksın?

mesela sen bi erkeksin ve bi sürü bi sürü ilişkin oldu. bir-iki ciddi ilişki dışında çoğu kısa, günlük, gecelik şeylerdi. ama mesela mutlaka biri var hiç unutamadığın. şimdi birine bağlanamamakla övünsen de mutlaka var. çünkü onu gerçekten sevmiştin. ve şimdi artık ciddi bişiler yaşamak istemiyorsun. çünkü acı çekmekten, başka hiç bir şey düşünmeyip durmadan tek birini düşünmekten ve sevmekten kaçıyorsun. yani aslında korkmuyorsun, kaçıyorsun. fakat senin aslında acı çekmek sandığın şey, artık güzel bir şeyler yaşayamayacağına olan büyük inancın. inatçı önyargın. kadınları genelliyorsun, çünkü kaçıyorsun. kaçıyorsun ve bu yüzden kadınları genelliyorsun. sevmek aptalca geliyor sana artık. çocukça geliyor, çünkü sen artık koskoca bi adamsın. dimi?

böyle davranarak, annesinin süt içirmeye çalıştığı, yüzünü ekşiten koca yanaklı bi oğlan çocuğu gibi görünüyorsun. karşındaki kişi senin annen ve sen o sütü içmezsen boyun uzamıycak. böyle davranmaktan vazgeçmeyişinin bir diğer sebebi, küçük bi oğlan çocuğu gibi davranarak kızların sana şefkatle yaklaşmasını istemen. ve kimse, şefkat duyduğu birinden kötülük göreceğini düşünmez. bu düşünceyle yola çıkıyorsun.  ve şimdi karşındaki kişi seni gerçekten seven biri ve onu sevmezsen kalbin hep öyle küçük ve kupkuru kalıcak. 60 yaşına gelmiş, hala yapayalnız ve hala kadınlardan şikayet eden huysuz bi amca olmak istiyorsan buyur, kapı hemen karşıda. git ve twitter ya da feysbuktaki kızları ayartmaya devam et. tıpkı küçükken annenin içirmeye çalıştığı sütü içmek istemeyince yaptığın gibi kaç. yani 6 yaşındayken nasılsan 60 yaşındayken de öyle olucaksın. bi kısır döngünün içinde hiçbir şeyi değiştirememiş biri olarak kalıcaksın. ve şimdi ''bi kadına güvenip onu sevmek mi? olm salak mısın?'' diyorsun ya, 60'ına geldiğinde işte bu sözü senin için söyliycekler ''bi kadına güvenip onu sevmemiş mi? olm salak mı bu amca?'' evet, hayat tam da böyle bişey. yani her şey iş, çalışmak, para kazanmak, o duygusuz kısa maceralar, ya da kızlar değil. kız düşürmek isterken bi gün öyle bi düşersin ki.. senin için hayatın anlamı sadece bunlarsa, sen işte bunlarsın ve sadece bu kadarsın, sakın kendinle övünme.