6 Mayıs 2013 Pazartesi

aptal olmak ya da olmamak..

hep derlerdi, hep duyardık ama insan yaşadıkça da görüyor ki aptallar çok mutlu. bi kere adamların hayatlarında düşünmek diye bişey olmadığı için oh dünya dikine minare.

çok denedim onlar gibi olmayı. durmadan inceledim. ne yapıyorlar, nasıl yapıyorlar da bu kadar dertsiz tasasız üstelik şanslı olabiliyorlar diye birtakım deneyler, testler, olay mahali incelemeleri yaptım. sonuç ne mi oldu? hiç bir şey anlamadım. çünkü sanırım aptallık doğuştan. denesen de olmuyor yani. aptallık denenir miymiş hem olm! aptalsan aptalsındır, bitti gitti. onlar kadar mutlu musmutlu olmayı evet hepimiz istiyoruz, ama her istediğimiz oluyor mu ki şu hayatta, bu olsun. velhasıl.. lütfen denemeyiniz, hiç de çalışmıyor.


aptal demeye bin şahit lazım

aşağıda, bi önceki yazıda mantıklıların mutlu olduklarını yazmıştım, ama durum hiç de öyle değil. zira aptallar da mutlu. geriye kalan biz ''ne idüğü belirsizlere'' ise ''bana kaderimin bir oyunu mu bu'' deyip, kadere küsmeden ama bi güzel tribini de atarak, kendimizi olduğumuz gibi kabul edip, halimizden memnun olup yolumuza gitmek düşüyor. ölek mi ah ölek mi diye ah çekme sakın. ''ühühü onnar çok mutlu ben neden değilim yuaa'' diye ağlanmak sadece zaman kaybı. otur, seni mutsuz etmeyen şeyler yap sen de o zaman. hiç.

tıpkı mantıklılar gibi aptallar da kendileri için en iyi şeyin ne olduğunu çok iyi biliyorlar. çelişki gibi geliyor ama ne yapmaları gerektiğini biliyorlar dostum. tamamen düşünmeden, ama aptal deyip geçmeyelim baya bildiğin taktik de yaparak hoop güzel bi manevrayla kendilerine güzellikler yaratıyorlar. adamlara özenmemek elde değil.

baştan uyarımı da yapayım. beni bilen bilir, insanları ayırmak, kategorize etmek, aşağılamak filan asla o toplara girmem. konuşuyoruz şurda. uyarımızı da yapıp parantezi kapayıp soppetimize devam edebilirz diyil mi sevgili okur? heh tamam hadi öyleyse devam.


Allah aptal şansı versin

şimdi benim tanıdığım o kadar çok aptal kız var ki.. aptal maptal ama bakınca kızın peşinde abartmıyorum 3 karşı cins var. bazısı hiç çekinmeden, günahı da sevabı da alıp 3'ünü birden idare de ediyor. bi gün hiç unutmam, açık açık sordum kıza ''yıaa isimlerini karıştırmıyon mu eheh'' gayet soğukkanlı bir surat ifadesiyle buz gibi bir cevap geldi ''yuooo''. aptal saptal ama seni beni suya götürür susuz getirir yemin ediyom. şimdi şey diye düşünme ''yaa akıllı olmak dediğin aynı anda birkaç manitayı idare etmek midir?'' asla. ben onu mu diyorum olm. ki bu bahsettiğin şeye benim kadar ölümüne karşı birini de bulamazsın. ben burda işin ''stratejik'' boyutundayım. aptal diye tabir edeceğimiz birinin herhangi başka bi konuda da gösterilecek profesyonellikle bi işin nasıl üstesinden gelebildiğine olan şaşkınlığımı dile getiriyorum (oha cümlenin uzunluğu için de ayrıca sori. şey.. bu aralar tez yazıyorum da artık mazur görceksin valla cınıms). yani bu adam bu işte böyleyse geri kalan konularda nasıldır var sen düşün.

aptallık dışardan bakınca ne yazık ki belli olmayan bir şey. yani evet oturup konuşunca 2. kelimesinden sonra bi insanın aptal olup olmadığını çok rahat anlayabiliyorsun. ki konuşmasına bile gerek yok, bakışı duruşu oturuşu filan bile bunu belli edebiliyor. ama işte bazı aptallar profesyonel aptal. yani sana yemin ederim aptal olduğunu anlamıyorsun. o kızın tabiri caizse ''peşinden koşulması'', ''paylaşılamaması''nın sebebi sanırım aptal olduğunu kimseciklerin anlamaması. hoş, belki de anlıyorlar da çaktırmıyorlar ha? zira bu zamanda aptal kız seven erkek haddinden çok. ve o peşinden koşan gerizekalılar da aptal kız seviyor olabilir ama sanmıyorum. ama işte kızın o çocuklarla konuşurken kurduğu cümleler, yazdıkları filan uuvv 40 yıl düşünsek sen ben yazamayız öyle söyliyim. aptal mı, evet, ama o aptallıkla dünyaları dize getirir mi, ona da evet. işte ben de onu anlayamıyorum.

Allah çirkin şansı versin derler ama onu Allah aptal şansı versin diye revize etsek sanırım daha iyi olacak.