12 Kasım 2015 Perşembe

Derin bir uykudaydım 26 yaşında uyandım!

10 gün sonra bir yaşıma daha gireceğim. 30'a her gün biraz daha yaklaşırken seni bugün sen yapan şeylerin sadece seninle ilgili şeyler olmadığını anlıyorsun.

Hayatına giren her insanın sana bilmediğin bir şeyi öğretmek için hayatına girdiğini, kahramanı olduğun her hikayenin unuttuğunu sandığın bir şeyi sana hatırlatmak için başından geçtiğini anlıyorsun. Bazı tanışmaları kendimizle tanışmak için yaşıyormuşuz ve bazı vedalar aslında kendimize kavuşmak içinmiş.

26 yaşına kadar ne oldu nasıl oldu derken her şey su gibi geçip gidiyormuş ama 26'dan sonra sanki ışıklar yanmış, büyük büyük pencereler açılmış, her şeyin üzerindeki tozlar uçup gitmiş ve içeri temiz hava girmiş gibi oluyormuş.

25 yıl boyunca her şey derin bir uykuymuş ve insan 26 yaşında uyanıyormuş.


Fragman bitti bebeyim, asıl şimdi başlıyor film!

Daha önce her şey gözüne karmaşık, anlaşılmaz ve içinden çıkılmaz gelirken hiç bir şeyin sandığın gibi olmadığını 26 yaşında anlıyorsun. Her şey bir örgü yumağı gibi sırasıyla oluyor. Kafanda yarattığın senaryolarla kendini yormayı, düşünceler içinde kaybolmayı bırakıp yıllarca dalga geçtiğin şeyi yapmaya başlıyorsun: Düz bir insana dönüşüyorsun. Artık her şeyi daha iyi anlıyorsun, insanları tanımaya başlıyorsun ve sonra çok güzel bir şey oluyor: Kendinle tanışıyorsun. Kendini her halinle kabul edip sevmeye başlıyorsun.

Zor olanı ama en güzel olanı başarıp kendini sevmeye başladıktan sonra inanılmaz güzel bir aydınlanma yaşıyorsun: Gerçeklerden inatla kaçıp olanları ve insanları gözünde büyütmeyi ve görmek istediğin gibi görmeyi bırakıyorsun.

Artık her şeyi ve herkesi olduğu gibi görmeye başlıyorsun. Olması gereken şeyi olması gereken zamanda olması gerektiği şekilde yapmayı öğreniyorsun. Mesela hayatında olmaması gereken insanların ve durumların artık hayatında yer işgal etmesine izin vermiyorsun. Çünkü kimseye ödeyecek borcun, verecek hesabın olmadığını ve bu yüzden kimsenin saçmasapan egosunu çekemeyeceğini anlıyorsun. Çünkü artık anlıyorsun ki ne onlara, ne de onlarla yaşadıklarına gerek yok. Sonrası ohhh be diye tertemiz bir hafiflik!

Bir kere en üzeli de Drama Queen'likten emekli oluyorsun ve kendi hayatının kraliçesi gibi hissetmeye başlıyorsun. Çoğu şeyin öyle çok da ciddiye alınacak bir şey olmadığını anlıyorsun. Hayatın her şeyiyle ve her şeye rağmen güzel olduğuna artık emin oluyorsun.

Evet belki 30 yaşına girmek gibi büyük bir uyanış olmasa bile 10 gün sonra 27 yaşına gireceğimi düşününce 26 yaşın hayatımda çok şeyi öğrendiğim bir dönemeç olduğunu artık daha iyi anlıyorum. Tamam belki 30'a çok az kaldı ama ben artık ''Yaşlanıyorum'' demiyorum ve öyle hissetmiyorum. 18 yaşındaki o acemi kızı mesela hiç özlemiyorum. Kendimi tam da kendim gibi ve harika hissediyorum! Oyundaki kötü canavarları, yaratıkları yendiğim için kendimi bir kahraman gibi hissediyorum!

26 yaş bitti, tabii bütün o çirkin canavarlar ve savaşlar da. Ve şimdi bu gurur verici ve keyifli zaferi kutlama vakti!