16 Aralık 2013 Pazartesi

düğünümüz var 2

son yazımı okuyanlar bilir, geçen yazıda olaya kısa bir giriş yapmıştım. yazıdan sonra deli gibi mesaj bombardımanı, arkadaşlarım nasıl şaşırmışlar ''evleniyor musun!'' diye. işte o an en karizmatik bakışımı atıp göz kırparak ''işte reklamın gücü bebeyim'' dedim içimden. başlığa aldanıp gelmişlerdi ve son paragrafta gerçek ortaya çıkmıştı. seviyorum böyle muzurluklar hehe :) yazıyı okumayanlar için link: http://reklamciinsankisisi.blogspot.com/2013/12/dugunumuz-var.html

hazırsan başlıyoruz.

şimdi öncelikle serinin ilk yazısını okuduysan olayı biliyorsun. gelelim yazıyı yazdıktan sonraki olaylara. ben oturdum bu yazıyı yazdım, tabi bizim çifte kumrulara önceden demişim sizi yazıcam filan diye bunlar duramıyorlar yerlerinde ay çok merak ettik hemen yaz cart curt. neyse gittim eve bi güzel yazdım ve paylaştım. o gece inanılmaz bişi oldu ve yazı inanılmaz bir şekilde acayip fazla okundu hem de çok kısa bir sürede. neyse o gece geçti, arada yazıyı açıp açıp okuyorum eksik bişi yazdım mı vs. bir de bizimkilerin tepkisini merak ediyorum tabi.

sabah uyandım baktım telefonumda whatsapptan gelen mesajlar. kimden? tabii ki bizim çifte kumrulardan. ''yaa o nasıl bir yazı sen bitanesin, bu yazıyı düğünde okutalım slaytlarda geçsin, bu yazıyı torunlarımız okuyacak seni seviyoruz bitanesin'' . dedim herhalde kafa buluyorlar benle, hadi yaa filan diyorum harbiden beğendiniz mi ''deli misin beklediğimizden de güzel''  duygulanmadım da değil çünkü hiç bir şekilde planlamadan tamamen içimden gelerek yazdım. ben tabi gaza geldim, tamam dedim bu yazı seri olucak. kafayı yediler tabi ''süpersin sen!''

onlara verdiğim sözü tutacağım ve bu seriyi gittiği yere kadar götüreceğim. hikaye anlatmak benim işim ve ben bu hikayeyi çok sevdim.


o çiçeği kapıcam, o ayakkabının altından silinicem işte o kadar!

yazıdan sonra planlar tam gaz devam tabi. düğün hengamesinde gelin zaten sarhoş gibi olacak, ne o sırada ne de sonrasında hiç bir şey hatırlamayacak diye şimdiden işimi garantiye almak adına sinsi bir plan yaptım. gelinle sözleşme yapiciim ^_^ aslında bakma sinsi plan dediğime, hiç de sinsi değil işte buraya yazıyorum.

ve işte o sinsi planım:

sevgili arkadaşım gelin, en yakın arkadaşım olman itibariyle aşağıda belirtilen maddeleri kabul etme yükümlülüğüne sahipsin. işte o maddeler:

1. hiç bir gerekçe, mazeret ya da özür kabul etmeksizin gelin çiçeğini bana atacaksın! düğün heyecanıyla kafana göre salla pati bir atış yapma ihtimalin bile yok. sonra ''vay efendim heyecanlıydım'' bilmem ne kabul etmiyorum! çünkü öyle bişi olursa çiçek bekleyen kız grubunun arasında neler yaşanabileceğini tahmin bile edemezsin. bi de zaten ben önceden duracağın noktayı  araştırmalarım sonucu bulmuş olacağım, sana bir tek çiçeği atmak düşüyor. onu da yap bi zahmet. ve böylece stratejik açıdan en süper noktadan hoop gelsin kucağıma gelin çiçeği ^_^

2. ayakkabının altına en başa benim ismim yazılacak! en başa! hatta bizzat ben yazacağım! çünkü yaptığım stratejik planlamalar sonucu ayakkabının en çok bastığın ve haliyle en çabuk aşınacak olan yerine en hafif şekilde ismimi yazacağım ve sen de ayakkabının altındaki o stratejik noktaları bilecek ve düğün boyunca özellikle o noktaların üzerine basacaksın. yok efendim koreografi bozulmasın da, dans edicem unuturum da bilmem ne asla duymayayım! yemişim koreografini de dansını da bitanem ^_^ buna mecbursun kaçışın yok biliyorsun ^_^ haa bu arada işimi garantiye almak adına ben zaten düğün ortalarında filan bir ara gelin odasında bizzat kendi ellerimle ayakkabını alıp altına bakıcam. hele ki orada ismimi tamamen silinmiş görmeyeyim.. öperim seni tatlışım ^_^ anlaştık mı?

3. düğün planlarından bahsederken beynimi yiyip durduğunuz malum ''damadın arkadaşları'' olayı bir an evvel unutulacak! o kargaşada o streste bir de damadın içkiyi fazla kaçırmış ve bu yüzden mal tavırlar içinde olan aptal arkadaşlarıyla uğraştırmayacaksınız beni. hikaye baştan sona romantik komedi zaten, en azından bu kısımdan yırtalım pls.

4. düğün günü en ufak bir atışma, nazlanma, trip filan kabul edilmeyecek! ben o kadar aylarımı verip gecemi gündüzüme katıp emek vereyim bir de sizin tam düğün günü hatta belki nikaha 10 dk kala saçma bir konu yüzünden tripleşmenizi hiç çekemem. anladık ilişkinin tadı tuzu da, fazla tuzdan tiroit hastası da yapmayın güzelim nedimenizi ve de nikah şahidinizi canlarım.

5. geldik sözleşmenin sonuncu ve belki de en can alıcı maddesine. düğünün hemen ertesi sabahı çıkılacak olan, size sunduğum alternatifler ve üçümüzün de ortak kararı olan balayı tatili sırasında çalışmalara başlanacak ve fıstık gibi bir balayından sonra İstanbul'a döndüğünüzün saniyesi beni arayacak ve ''teyze oluyorsun!'' diyeceksiniz! o kadar kendimi heba etmişim bir de ''tatlım ya biz 2 yıl sonra düşünüyoruz şimdi erken'' lafını duymak istemiyorum!

yukarıdaki maddeler tarafınızca kabul edilecek ve tarafıma bildirilecektir. aksi halde..


bunlar işin şakası tabi.. siz mutlu olun yeter :)

sizi seviyorum! :)



gelinin nedimesi ve şahidi, damadın baldızı, minikin teyzesi Reklamcıinsankişisi...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder