7 Ekim 2015 Çarşamba

Evrenin beni bir hanım teyzeye dönüştürme hikayesi

Merhabalar. Şimdi anlatacaklarım biraz sıradan, biraz da sıradışı şeyler. Hazırsanız başlıyoruz!

Bundan 8 sene önce, daha liseli ve hayatı yeni yeni tanımaya başlayan ergen bir kızken durduk yere bir şeyler oldu ve o günden itibaren ben artık sıradan biri değildim. Evet belki görünür bir pelerini ya da kanatları olmasa da en az bir süper kahraman kadar süper güçleri olan biriydim: Ben artık bir baldızdım! 

Daha 18-19 yaşındaki bir insan evladına yetişkin bir insan sanıp koca koca teyzelere ait bir ''Baldız'' rozetini alıp yapıştırmıştı hayat. Alnımda ''Baldız'' yazan fosforlu bir post-it'le gezmek gibiydi. Herkes bana baldızmışım gibi bakıyordu resmen. Bu üstün görevi başarıyla tamamlayabilir miyim diye düşünmeye başladım. Başta pek algılayamamış olsam da zaman içerisinde her şeye alıştığımız gibi artık bir ''Baldız'' olduğum gerçeğine de alışmaya başlamıştım, tam böyle baldız baldız hareketlerle filan gerçek bir baldız gibi dolandım durdum ortalarda. Bi kere baldız kelimesini üst üste bir kaç defa söyleyince bile acayip komikken ben artık baldızdım aman Tanrım!

Her neyse sonra gel zaman git zaman.. Dünya dönmeye devam ediyor, zaman geçiyor ve hayat kaldığı yerden devam ediyordu. Baldızlığın tadını daha yeni yeni çıkarmaya başlamışken hayat bu durur mu ''Dur bak sana daha ne sürprizlerim var'' dedi ve 3 yıl önce bir de teyze oldum! Yani evren resmen başka işi gücü yokmuş gibi beni bir hanım teyzeye dönüştürmeye çalışıyordu. Şaka bir yana, varsın ''Teycecim gel otur'' diyerek metrobüslerde yer verilen teyze olayım güzeller güzeli bir yeğene sahip olduğum için her gün şükrediyorum. Bugün ise hayatın bana bir süre önce takdim ettiği yeni görevimden söz edeceğim. Ay çok heyecanlı! ^_^


Yeni görevine hazır mısın bebeyim?

Uzun yıllar içinde iki önemli hanım teyze rozetimi alnımın akıyla gururlu bir gazi gibi taşırken aylar önce hayat yine karşıma çıktı ve bana şunu dedi ''Hey dostum yeni görevine hazır mısın?''. Karşındaki öyle sıradan biri değil basbaya hayat ve sen de o durumda ''Bi  saniye canım ya ben bi diyete başlayıp 5 kilo verip gelicem ok?'' diyemiyorsun. Gözlerimi belertip şaşkınlıkla kekeledim ''E-evet''.

Kalbim küt küt atarken yeni bir maceraya başlayacağım için deli gibi heyecanlıydım. Allah'ım lütfen güzel bir şey olsun derken cevap gecikmedi: ''Sen artık bir görümcesin''. Ne? Nasıl ya? Görümce mi? Bi dk ya hani şu bildiğimiz, damadın kız kardeşi olanından mı derken ''Evet gerizekalı evrende kaç tane görümce var!'' dedi.

Vay anasını, tıpkı özlü sözlerden bahsedilirken ''Büyük düşünür, ünlü filozof, üstad'' dedikleri gibi beni çağırırken de insanlar artık ''Büyük Baldız, Teyzelerin Şahı, Görümcelerin Hası'' mı diyeceklerdi yani? Vay be şaka maka böyle deyince kulağa havalı geliyor sanki. Maksat aksiyon olsun diye ''007 Görümce'' rozetimi alıp göğsüme taktım ve artık büyük görevime hazırdım.

Henüz resmi olarak görümce değilim tabi ama o büyük gün gelmeden önce bir kaç aydır ''Görümcecim'' diyen canım yengem sayesinde göreve hazırlanma şansını yakaladım. Aylardır görümce modu loading oluyor yani anlayacağınız. Bu görev bana verildiği ilk günden beri hayata artık gerçek bir görümce gibi bakmaya başladığımı da inkar edemiycem. Resmi olarak görümce olmama ise çok az bir zaman kaldı: Sadece 18 gün. Vay be 18 gün sonra resmen görümceyim!

Şimdi düşünüyorum da, evrenin bütün o beni bir hanım teyzeye dönüştürme çabası her şeye rağmen öyle güzel ki. Tek başına olmadığını, varlığının bir amacı olduğunu ve birilerinin ''Teyzesi, görümcesi, baldızı, halası'' olmanın aslında öyle ''Yaşlanıyorum'' kafasına girecek bir şey olmadığını anlıyorsun bir süre sonra. Hala demişken, eli kulağındadır yakında hala da olur muyum olurum valla. Hayat bu, sağı solu belli olmaz sonuçta. Sonra da ortamlarda ''Baldızlı Teyzeli Görümce Hala Kişisi'' diye çağırırlar artık napalım kısmet :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder