20 Aralık 2010 Pazartesi

''param olsa da ben alsağğmm'' 4


dördüncü gün
sabah kalktığında yine mi pazarcılık, yine mi bilmemne dersin. öyle de kene gibidir. sanırsın bi ömür öyle bağırıcaksın. kötü olan, gündelik yaşamda mesela yolda falan sanki birden bağırmaya başlıcak gibi hissedersin 'gieğğl vatandaşş, almayan başını taşlara vuruyoeerrr' diye. korkarsın yani, öyle böyle değil. kendini zor tutarsın.
4.gün sıkıcı, bunaltıcı,kiminin numaralı gözlüğünü çıkarıp kitap okumaya başladığı ve diğerlerinin de 'ahahaa entel stayla. olm entellikle olmaz bu işler.bak bak nasıl da tanımıyo bizi' diye dalgasını geçtiği bi gündür. kah 'ağlıcam ya yemin ediyorum ağlıcam. ayy hiç satış yuuookk' şeklinde bitse de gitsekçiliklere girdiği, kiminin 'aman yae banane valla. satış matışmış. koy götüne rahvan gitsin' şeklinde kendine hayrı olmayan söylemlerde bulunduğu da görülür.
yemekler gitmez. yani giden gitmiştir, gittiği gün bitmştir biz gideni değil giden bizi kaybetmiştir falan filan. ama elde de kalır yani yemekler. ye babam ye sonra.

-hiç bizden almadın sen. gözüm üstünde.
-diyetteyim yaee
-ne diyeti götürüyosun valla dolmaları.

- --> şeklinde kaldım tabi orda.





velhasıl kelam. dördüncü günü de öyle böyle yedik(mecaz yapmıyorum harbiden yedik yani, full yemekle geçti). yok sen böyle yaptın, yok sen şöyle dedin diye diye bi de baktık kalan bir! eve giderken, çoğu gitti azı kaldı düşüncesi bile gülümsetmeye yetebilirdi. ama gülümseyebilecek bile takatin varsa tabi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder