6 Nisan 2013 Cumartesi

bir yalan üstüne..

bi saatten sonra umut etsen, üstüne umut ettiğin insanı umutlandırmak istesen de bütün o umutların bi boka yaradığı olmuyor. çünkü olmayınca olmuyor. belki de olmaması gerektiği için olmuyor. istediğin kadar olsun istesen de olmuyor. olmazsa ciğerinden bir parçayı koparıp gözünün önünde kedilere köpeklere vermişler gibi bir ızdırap çekeceğine tüm kalbinle inansan da hayat seni dinlemiyor. olmuyor.

o susuyor, sen susuyorsun. anlamsız, yersiz ve saçma bir inatla bir güç onu senden uzaklaştırıyor. O, inadından vazgeçmiyor, sen çoktan umutlarının ipini bırakmış ellerinden kayıp yavaş yavaş yükselmesini, kimsesiz bir uçurtma gibi senden uzaklaşmasını izleyip bir daha o umutları göremeyeceğini bilerek gitmen gerektiğini anlıyorsun. ve gidiyorsun. yemişim acısını diyorsun. kendini yiyip bitirmektense acıları yemek ve gitmek en doğrusu biliyorsun. ki yaptığın şeyin çabuk bağlanmak aptallığından başka bir şey olmadığını köpek gibi biliyorsun. bir türlü ders alamıyorsun. hep aynı dersten kalıyorsun. kimseyi dinlemiyorsun. ama artık dayanamıyorsun. sonunda bağlandığın ipleri koparıyorsun. onlara el sallıyorsun. ve artık bir bağ yok. kalmadı.

hep aynı adamlarla karşılaştığın için lanet okuyorsun. kime ve neye bilmiyorsun. buna şaşıyorsun, neden diyorsun, ''neden doğru dürüst bir adam değil de böyle bir adam? neden o?'' çünkü acı çekmeyi sevdiğine inanıyorsun. acıdan zevk aldığına inanıyorsun ve hayat sana istediğini veriyor. ilk kez. her konuda cimri ve anlayışsız hayat ilk kez ve ne yazık ki böyle bir şekilde sana istediğini veriyor. tam da zamanında!

ne yapman gerektiğini bilmeden, sadece oradan oraya yalpalıyorsun. adamın sana umut verdiği yok, sen umutlanıyorsun. bu adamdan bi bok olacağı yok, sen gözünde büyütüyorsun. bi bok anlamıyorsun. çünkü gerizekalısın. çünkü hala böyle adamlara, çünkü hala ''bir adama'' umudunu bağlıyorsun. neden diğerleri gibi yapmıyorsun? kendini işine ver. git gez. kalori üstüne kalori al. sonra diyete ve spora başla. oje sür. bi film izle. tatlı yap, mesela cupcake. yeni bi kitaba başla. kızlarla buluş. fotoğraf çek. işyerinde salak salak espriler yap. kilo ver. sonra yeniden al. kuaföre git. sevdiğin grubun en yakın zamandaki konserine git. yeni bi sergi gelmiş ona git. saçma sapan tweetler at. okula uğra, çimlerde uzan zıpla. etrafına bakın. dedikodu yap. ama bir şey yap. yalvarırım bir şey yap. yeter ki ona bağlanma. yeter ki artık birine bağlanma. artık acıyı bu kadar çekme. acıyı kendine çekme. o adamın buna değmediğini sen de biliyorsun. artık dünyayı sırtına alıp sana getirse yine değmeyeceğini biliyorsun.

artık bir umudun da kalmadığına göre neden hala bunları yazıyorsun. ah, tabi ya. son kalan zehrini akıtıyorsun. yarın uyandığında geriye hiç bir şey kalmayacak. hiç bir şeyin kalmayacak. ne mutlu. o kaybetti deyip geçeceksin. gerçek böyle ya da değil, sen kendi bildiğini okuyacaksın. en doğrusunu yapacaksın. ilk kez doğru bir şey yapacaksın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder