15 Eylül 2011 Perşembe

bazı kızlar seni şaşırtırlar

dün sezonu açtık. ama 1 hafta erken gittim dün, çünkü daha dersler başlamadı. boşu boşuna 6'da uyandım iyi mi:(
sen o kadar sabahın köründe kalk yollara düş, bi kıtadan öbür kıtaya geç, kampüse gir sonra sınıfı bul. içeri bi girdim bomboş! ve ben normalde dersten 1 saat önce gitsem bile o sınıf ana baba günü olur normalde. işimi garantiye alayım dedim, 8:30 da sınıfın önündeydim ama içeri girmemle karşımda bomboş bir sınıf buldum. boşu boşuna 6da uyandım, millet fosur fosur uyuyo böhühü diye tam depresyona gircektim ki bi kız geldi. sanki sabahın körü değilmişçesine bir dinç, bir mutlu. ''ahaha =) XD'' modunda. günaydınlaştık oturduk yerimize. ben tabi 3 ay malak gibi yatmışım. birden sabahın köründe uyanınca bi afalladım böyle. ıyy bide bir elimde su, öbüründe diyet bisküvi. kendimden tiksindim yemin ederim. ben başkası olsaydım benle hiç tanışmak istemezdim. neyse sonra yavaş yavaş damladı millet. şansıma herkesin bölümü psikoloji. bi ben aralarında kaldım iletişimci. tabi sabah sabah nasssıl iletişimciyim, nasssıl konuşkanım anlatamam. ağzımı bıçak açmıyo, uyumakla uyanmak arasında bi yerlerdeyim ama ben bile nerdeyim bilmiyorum.
hoca geldi işte. kendini tanıttı. sonra durduk yere öyle bişey söyledi ki o an o solumdan püfür püfür estiren pencereden bi ayağımı sarkıtıp höööğğ diye atlamak istedim. ''ders yapmıcaz bugün bir tanışalım bakalım'' bu mu yani ben bunun için mi asya kıtasındayım şu an. işin esprisi sadece bu kadar mı! allahımm hem ben sabahın 9'unda tanışılcak insan mıyım yaa diye kendimi jiletliycek triplere girdim, kafamda böyle canlandırıyorum. şu an şunu yapsam millet bunu der mi, onu mu yapsam yok nan diye salak salak içimden bir diyalogtur gidiyor. o arada bizimkiler tabi çoktan kaynaşmışlar, nereli olduğunu söyleyenden tut kaç doğumlu olduğundan dem vuran mı, ne ararsan var. gayet sıkıcı bir muhabbet. sonra öyle birşey duydum ki bir kova buz gibi suyu başımdan aşağı dökmüşler gibi kaldım. yanyana dipdibe oturmuş üç kız sıra onlara gelince anlaşmışlar gibi sırayla konuşmaya başladılar. 92'liyim bıdı bıdı. hiç abartmıyorum en az 25 gösteren o 3 kız istisnasız aynı şeyi söylediler. hööö?!! nasıl yaa? na-nasıl olur bu diye ben canlandım içimden sayıklıyorum ve şaşkın ve şaşkın olay yerini inceliyorum. sıra yavaştan bana doğru gelirken de dank etmiş gibi bir duygu belirdi içimde: ablam gibi görünen hatta ablamla yanyana gelseler ablamın abla diyeceği o kızlar 92liler! düşünebiliyor musun tamı tamına 92!! ben şimdi kalkıp doğum yılımı söyliycem ve rezil olcam, yanlarında nasıl kart kaldım:( kesin içlerinden dalga geçicekler, kessinn! pis pis yüzüme bakıp sırıtcaklar. allahım bu işkenceyi çekecek ne yaptım ben sana:'(
ve kaçınılmaz son gelip çatmıştı bile. hoca yüzüme baktı, o an anladım içinden ''eehh hadi sen de ne zırvalıycaksan zırvala da evime gideyim şuna bak torunum yaşında hepsi'' gibi şeyler söylüyordu. başladım tabi. pıtır pıtır konuştum, reklam dedim. tabi orda hepsi dönüp baktı. etrafım psikologlarla sarılmış tabi, ben tekim onlar ohoo. sonra mağlubiyet kaçınılmaz son olcak tabi salak. neyse dedim tanışma faslı bittiğine göre artık gidebilirim. çantamı taktım artık kendi kendime nasıl gelin güvey olmuşsam. baktım yeni bir muhabbet konusu açılmış bile. kadın kaptırmış kendini, vitesi kaça atmışsa artık. şunu şunu yaptım, yok efendim aslında mesleğim şu ama ben bilmemkaç yıldır bunu yapıyorum. aha tam böyle oldum: :(
yetmezz! daldan dala kafasına göre takılıyor kadın. bu sefer hangi konuları görceğimiz, sınavlar, not olayı derken saate baktım 1 saat olmuş. yuh dedim ne çabuk 1 saat geçti diye. gizom bi yandan mesajla beynimi yiyo hadi nerde kaldın gidicem bıdı bıdı. iki arada bir derede kaldım artık bu defa kesin atlamalıyım diyordum ki ders olmayan ders sona ermişti. fırladım çıktım.


yazının ana teması:
zamane kızları fazla gelişmiş azizim. bir boylar, bir kadın gibi görünmeler. siz ne yediniz de böyle oldunuz nan diye bağırarak çıldırsam yeridir! yanlarında kısa boylu, ve bunu söyliceğim aklıma gelmezdi ama çelimsiz, evet evet çelimsiz hissettim. olay benim öyle hissetmem değildi, direk öyle görünmemdi. hayatı diyetlerle geçmiş, anne sütünü 1 ay içebilmiş, ama buna rağmen sırf kemiklerim iri diye balıketli görünen benim çelimsiz görüneceğim bir mucize. buna mı sevinmeliyim yoksa bizden sonraki kızların bizi hareket çekerek hızla sollamalarına mı içleneyim bilemedim.

2 yorum:

  1. Sırf kızlar olsa gene iyi dün staj dönüşü otobüste 93'lü belkide daha küçük olan aralarında girdikleri öss'nin (yeni adını bile bilemiyecek kadar yaşlıyım)muhabbetini yapan iki çocuğa rastladım. Hele bir tanesi bildiğin murat boz'un kumral hali, boylu poslu, kaslı falan böyle. Ama ben bildiğin ondan 3 belki de tam 4 yaş büyüğüm. Hadi iri etli butlu ergen kızlara alıştık da böyle gencecik ve yakışıklı çocuklara görünce üzülmüyor değilim. Aynı modu bir de 'Adını Feriha Koydum' dizisindeki Emir'in 91'li olduğunu duyunca yaşamıştım. Kabul edelim, yaşlandık..

    YanıtlaSil
  2. ah hele onlar.. bide bizim yaşıtımız olanlara bak, hepsi sümsük bi de kendilerini beğenmiyolar mı, toz kondurmuyolar valla. şanssız bir kuşağız biz dostum, oturup ağlamalı. ama Allah ağlatmasın, o ayrı.

    YanıtlaSil