3 Ocak 2012 Salı

kadınlar erkekler ve ilişkiler...

kabul edelim hiçbirimiz ilişkilerden anlamıyoruz. bir ilişkiye aslında hiçbir şey bilmeden başlıyoruz. istediğin kadar 'skor'un olsun yine toysun.
daha önce birçok ilişkin olmuş olabilir ama hiçbir insan aynı değildir. bu yüzden her ilişki farklıdır. eski ilişkinle yeni ilişkini kıyaslamak da yanlıştır. yani napıyosun, hemen o ''ben biliyorum''ları unutuyosun. yok öyle bi dünya. hiçbir zaman olmadın ki sen, onu da nerden çıkarıyorsun.

diyelim ki bir kadın bir adama fena yanık. herif onun sevgilisi olsun istiyor. adamın haberi yok tabi. kadın istiyor ki adam kendi çözsün bunu. yani sonuçta kalkıp adama 'senden hoşlanıyorum' diyecek hali yok. gel zaman git zaman karşısında adam kapı duvarsa, hala hiçbir tepki yoksa, saman gibi duruyorsa kadın için o adam artık 'odundur!' başka çaresi yok.

gelelim erkeklere. özellikle günümüzde artık erkeklerin 'kadınlaştıklarını' görüyoruz. nasıl mı? eğer ki az biraz kendini yontmamışsa mümkünatı yok gidip hoşlandığını söylemiyor. ve biz kızlar ne yazık ki kendimizi paralamakla kalıyoruz. yani eskidendi öyle 'önce erkek adım atsın'cılık. maalesef erkekler kadın erkek eşitliği deyince artık sadece bunu anlıyorlar. hadi bakalım artık kızlar adım atsın madem eşitiz diyorlar. kadın adamın hoşlandığına her iddiasına girse de adam kesinlikle kadından bir ışık bekliyor. trafik ışığı mıyız olm biz, geçiyosan geç işte hayret bişi. seviyosa gidip konuşan erkekler yok mu tabiki var. onlar var ya onlar, delikanlılar onlar, erkek diye ben ona derim işte. ama ne yazık ki nesilleri günden güne tükeniyor. son kalanları kapmak, hiç bırakmamak lazım kızlar, onu bulamayanlar var.

diyelim ki bu birbirinden hoşlanan kadın ve erkek sonunda birbirlerine itiraf ettiler. oh be rahatladık! nerdeee.. adam hala 'odun'. bu kez de ilk mesajı kızdan bekliyor. tabi kız da adamdan. ikisi de sıyırıyo artık. hadi lan diyip sırf sinirden ve gıcık olduğundan atıyor o ilk mesajı da. belki de aynı anda atıyorlar. ama sonra artık kafalarına göktaşı mı düşüyo noluyosa boyut değiştiriyorlar. o taktikler, kendini geri çekmeler, aman o arasın o mesaj atsınlar yerini spastik bir görüntüye bırakıyor. bide ilişkinin ilk zamanlarıysa özellikle telefon konuşmaları acayip iğrenç bir hal alıyor.

-aşkığğmm öncee seeann kıpaattt.
-hıyırrrr önce seeeğğnn(düşün erkek bile ne hallere düşüyo lan)
-hıyır yaaa seaann kıpatt


bir ilişkide başarılı olmanın en büyük anahtarı kendin olabilmek. bence bir ilişkiye başlıyorsan bütün egolarını kapının pardon ilişkinin dışında bırakcaksın. bir ilişkiye ne zaman kendini beğendirme arzusu, olduğundan daha mükemmel görünme telaşı, karşındakini avcunda tutmak için çırpınışlar girerse o ilişki asla mükemmel olamıcaktır. hep biraz eksik, hep yarım yamalak, gerçek olmayan tamamen sanal ve sahte birşey çıkıcak ortaya. ve tabi kaçınılmaz son: ayrılık. ilişkinin başında bunu herkes yapar ama bi noktada bırakmak lazım. ilişkideki sen gerçek sen değil ya, o ilişki de gerçek bi ilişki olmaz.

bide fazla mı abartıyoruz acaba ilişkileri? bizi buna iten sebepler değişir elbette ama abartmamak lazım. karşımızdakinin de bir insan olduğunu unutmamak lazım. ve onu seviyorsan eğer çelişkili davranmamak lazım. gerçekten sevdiğine inanıyorsan hiç vakit kaybetmeden git ve ona bunu söyle. nereye kadar tutacaksın içinde evladım. hadi bakalım mutlu mutlu olun emi. ben de mutlu olayım artık lan:(




p.s. klasik ama gerçek: seviyosan git konuş abi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder