27 Aralık 2012 Perşembe

bi de bakmışsın U dönüşü

her şey aynı devam edecek sanırken bi anda sana öyle bi aydınlanma gelir ki, inanamazsın.

uzun değil, çok kısa süre önce ölüp bittiğin insanların gayet sıradan hatta sandığından daha gerizekalı olduklarını görürsün. çok iyi anlaştığın arkadaşların aslında hiç de anlaşamayacağın tiplermiş meğersem. ''allam nolursun beni sevsin.. ya hayır yani gayet de taş gibi insanım niye bişey olmuyor ki:/'' diye kendini yiyip bitirdiğin tipler de aslında o kadar salak tiplermiş ki. hatta artık tahammül bile edemediğini farkedersin. kim derdi ki geceleri rüyalarına giren, bir an olsun aklından çıkmayan, iştahını kesen ya da dertten ve fazla düşünmekten öküz gibi yemeğe abanmana sebep olan insan günün birinde gözünde minicik, ufacık tefecik içi dolu aptallık bi yaratık olacak, ama oluyormuş, ve süpermiş!

bi anda hayatına giren bu aydınlanmayla, daha önce düşünmediğin şeyleri düşünmeye başlarsın. mesela daha önce kafana taktığın bir şeyi artık aklına bile getirmezsin. takıntı halini alan şey yalnızca saçmasapan birşey olup çıkar. kendini tanıyamazsın ''noluyo lan bu ben miyim olumm!'' bile dersin, ama içinden(sana tavsiyem dışından deme delirdin sanırlar).


dikkat! aydınlanayım derken elektrik çarpmasın

bu aydınlanmanın yaşla da bi ilgisi olduğunu düşünüyorum, hatta gayet de yaşla ilgili. çünkü hayatında 1 sene içinde bile neler neler oluyor, başına neler neler geliyor ve 1 ayda bile bambaşka biri olabiliyorsun. boru değil, tecrübe ettiğin, öğrendiğin, ders aldığın şeyler gitgide fazlalaşıyor. durum o kadar komik bi hale geliyor ki, ''ya ben geçen ay bu salağa mı aşıktım ayol'' bile diyorsun. bu senin şıpsevdi olduğunu gösteriyor olabilir, ama illa da şıpsevdisin anlamına da gelmiyor, dediğim şekilde de olabiliyor. çocuk/kız öyle bişey yapıyor ki aniden Türk filmlerindeki gibi ''görüyorumm görüyorum'' diye bağırıp bunun gerçek yüzünü görüyorsun ''eiyyy ne kadar malmış bu len!'' deyip ufaktan uzuyorsun. ya da mesela her zaman her yerde olduğu gibi, fazla değer verince bunun oturma yerleri arşa değiyor, selam sabah hak getire. Allahın amelesi ya, sen kimsin ki kaçıyosun, bekle kovalarım! ya da hoşlaşma dışındaki mevzularda ''ay inanmıyorum geçen hafta beynimi söken şey bu muydu yaa, i don't believe my eyes!'' diyorsun mesela.

şimdi bu aydınlanmanın iyi yanları olduğu gibi acayip saçmasalak yanları da var. yani tamam aydınlanıyorsun, içinde pencereler açılmış gibi püfür püfür oluyorsun filan iyi hoş da, her güzel şeyin bir de yan etkisi var. misal, daha önceden dert ettiğin şeyin artık ''benden sonrası tufan'' halini almasıyla umursamaz biri olabiliyorsun. umursamaz olmak çoğu zaman ferah bişey olsa da bokunu çıkarmamak lazım. mesela düşünmen gereken şeyler arada kaynıyor, dert etmemen gereken şeylerle döne döne lavabo giderine yol alıyor. ''enemmmm hayırr olamazz!!'' diye arkasından baktığın şey, filmlerdeki gibi kızın lavaboya düşürüp giderde dönüşünü izlediği tek taş, küpe, ya da bilumum bişey değil basbayağı önemli bişey oluyor. bişeyin tarihi geçiyor, yapman gereken günde yapmıyorsun, geç kalıyorsun, önemsemiyorsun filan ve puwww!!!

yani dünya dikime minare derken o minare gelip... öhöm çok pardon. yani neymiş, aydınlan ama edebinle adabınla aydınlan, ne o öyle her şeyi boşverip hedonist hedonist gezmeler, hiç yakıştıramadım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder