4 Aralık 2012 Salı

kimseler bilmezken..

üzgünken herkes gelip aynı şeyi söyler ya hani ''üzme kendini, şimdi üzülüyorsun ama her şey güzel olacak''. iyi de neden bunu söylüyorsun ki? belki oturup hayvanlar gibi üzülesim var. oturup gözlerim şişene kadar ağlayıp, ciğerlerimi koparırcasına kahrolmak istiyorum belki. ''saçmalama, neden üzülüyorsun üzülecek ne var?'' eben var canım. neden pıt pıt yanıma gelip hiç üşenmeden bütün bunları söylüyorsun ve beni kızdırıyorsun sevgili gerizekalı!

çünkü şimdi ağlamazsam bir daha hiç güçlü olmayacağım. şimdi ağlarsam arınacağım ve belki bir daha ağlamama gerek kalmayacak. şimdi ağlamalıyım ki sonradan o ağlamalar birikip beni mahvetmesin.


ne bilsin senin yaşadığını, sen olmayan

çünkü insan bazen ağlamak ister. bi sürü hatalar yapmıştır, ama hayatın koşuşturmacasına öyle dalmıştır ki farketmez bile. hata yaptığının farkında olmayan her insan gibi, çamura bata çıka yoluna devam eder, üzerindeki çamurları görmeden. çünkü gündelik hayat sana üzülmek için vakit tanımaz, hele hele ağlamak için asla. ki bunu aptalca bulur.

hayvanlar gibi üzülmeyi özlersin ama gündelik hayatın katı kurallarıyla etrafın çevrilmiş güçlü görünmek için kendini yırtarsın. kolalanmış gömlek yakası kadar katı ve dimdik durursun ama içinde naftalinler ağlar. mahvolursun güçlü görünmekten. için deli gibi ağlamak ister ama katı hayat ve katı insanlar ağlamanın güçsüz aptallar için olduğunu söylediği için, öyle öğretildiği için ağlayamazsın. mecburiyetten ağlayamazsın, güçsüz görünmekten ölesiye korktuğun için.

hiç gerek yokken hadsiz bir şekilde hayatına lanet olasıca bir adam/kadın girdiği için, kader sana bunu reva gördüğü için, bunu yaşayacak ne yaptığını sorgularken hayvanlar gibi ağlamak istersin. ama aşktan değil, nefretten bile değil, öfkeden.

aptal insanlara, arkadaş olarak bile göremeyeceğin sümsük tiplere dostum, kardeşim, canım ciğerim dediğin için ve bunu çok geç anladığın için anırarak ağlamak istersin. paylaştığınız her şey, beraber güldüğünüz beraber içlendiğiniz her şey yalan olur gider, işte buna ağlamak istersin. ya da elini neye atsan bir türlü işinin rast gitmemesinden, neye dokunsan bozmaktan dağıtmaktan herşeyi mahvetmekten, işte bunlar yüzünden ağlamak istersin. işte o üzülme diyenler, bir gün her şeyin güzel olacağını söylerler ama derine inmezler, detaya girmezler. yüzeysel, geçici bir teselli müsveddesi yalnızca. hastayken sana ilaç vermek yerine iyileşeceksin der gibi.

hep yanlış tiplere aşık olup kahrolmuş olsan da bir gün O'nu bulacağını, bir türlü yolunda gitmeyen işlerinin bir gün yoluna gireceğini ve bir düzen oturtup sonunda artık kök salacağını huzur bulacağını söylemezler, sen de herşeyi unutup ama herşeyi bir bir hatırlayarak orada öylece üzülüp kahrolduğun için bunları düşünmezsin ve bunlar hiç söylenmemiş olarak kalır bir köşede sır gibi. sen bunların varlığından bile habersiz, herşeyin hep böyle aynı şekilde gideceğine inanıp hayvanlar gibi kahrolup umutsuzluk içinde bitap düşersin ama etrafındaki şunlar bunlar sadece gelir geçer, ağız oynatıp gider. duymazsın bile, çünkü yine aynı şeyi söylüyordur dilleri. ''üzülme''.

ve kendine sorarsın: bu kadar mı? hepsi bu mu? sadece üzülmeyeyim öyle mi?  bu kadar kolay yani?..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder