30 Ocak 2012 Pazartesi

Ergenlik travması

ergenliği gülben ergen dinlemekle geçen birinin aşık olduğunda normal olması beklenemez. bunu o zamanlar bilmiyordum. gün gelip blogumda bunu yazcağımı söyleseler gülerdim. elveda aşkım elveda sana, ben zaten sade ve sadece geçiyordum buralardan diyerek ne günlerim geçti umutsuz aşkıma ağlayarak.

yeni bi şarkı çıkarmıştı abayı yaktım diye. aha bu şarkı benim ergenliğimin içine etti diyebilirim. bu yetmedi. gülben beni duymuş gibi, ''du bakalım bu salak benim şarkılarla içlenip ağlıyor dayayayım yeni şarkıları'' dedi ve uçacaksın uçacaksın havalara uçacaksın, ayağını yerden kescem senin kalbime konacaksın dedi ve beni tam kalbimden vurdu. kadın söylerken sanki beni anlatıyordu. bağrıma taş bastım her bir dizesinde. bi ara yıldız'a(tilbe) geçiş yaptıysam da yol yakınken döndüm. zararın neresinden dönsen kardır sonuçta. ergenlik zamanlarımda beni en iyi anlayan hep gülben oldu.

Senle yaşamak istiyorum
Senle yaşlanmak istiyorum
Söz veriyorum aşkım sana
Pişman olmayacaksın


15 yaşındaki biri için fazla iddialı sözlerdi ama ben ''allamm ben gülbenim, gülben benim. tam beni anlatıyor ühühüğğ:'( '' modunda dolaşıyordum. gülbenimi açıp, mahalleden hoşlandığım çocuğu çizip, evlilik hayalleri kuruyordum. büyüyünce tüm bunlara güleceğini bilemiyosun tabi. ama çevrenin de etkisi büyük. sonuçta kankardeşimle terasta gülben dinlerdik, yalnız değildim yani. Ben aşkı yalnız sana yakıştığı için severim, bana da yaşattığın için sevgilim çok teşekkür ederim söyleyerek kaç defa o sümüklü çocuğu düşündüm. küt küt atıyor kalbim, bitmedi gitti şu harbim diye devam etti.

neyse. gel zaman git zaman, gülben bi bozdu sanki. bi ara baktım, artık şarkılarında kendimi bulmuyordum. ''belki de büyümek böyle birşey, ben artık gülben dinleyemicekmiyimm aağğhh:('' dedim ve yeni bir sayfa açtım. şimdi ne zaman gülbeni görsem aklıma o yıllar gelir.



Hayatımın aşkısın bebeyim (kalp)

açtığım sayfa da çok farklı değildi bu kez rockçı oldum. mangadan tut mor ve ötesine, linkin parktan slipknot'a kadar yelpaze baya genişti. sonra bi gün, o çıkageldi. Marilyn Manson. hayatımın aşkını bulmuştum. ''allam adamın evine baakkk, yarasa besliyo perili bi köşkte yaşıyo üstelik evinin duvarlarına kan sıçramış uuu çok seksi nolurrr çocuklarımın babası olsun lütfen(kalp)'' diyorum. arkadaşlarıma adamın kliplerini izletip havaya giriyorum filan. çocukların gözleri faltaşı olmuş korkudan altına işiyo hepsi, ben gözlerim kalp şeklini almış ağzım kulaklarımda, nasıl mutluyum. ''biliyomusunuz adam kaburga kemiklerini aldırmış niye biliyomusunuzz ihihi'' diye 14 yaşındaki sümüklü ergenlere adamın sapıklığını anlatmaya çalışıyorum. zaten dokunsam bağırcaklar öyle korkmuşlar. ama bu bana garip bi zevk veriyordu. aşıktım bide adama yani. adamın herşeyi bana güzel geliyordu. soyadını bi katilden almış olması bile benim için olağanüstüydü. onun masumiyetini bi tek ben gördüğüm için mutluydum.

hayallerimin sınırı yoktu. Marilyn'le evlenmişiz. sürmeli, zincirler takan asi çocuklarımız olmuş. aynı bizim gibi. onlar da aynı babaları gibi lens takıyolar filan. hatta makyajlarını babaları yapıyomuş. artık evlenmek istiyordum çünkü o benim hayatımın erkeğiydi. oturcağımız ev de hazır, müstakbel kocamın güzel maaşı da vardı. üstelik ünlü olcaktım. koskoca Marilyn Manson'ın biricik karısı olcaktım. bütün evi simsiyah döşeyecektim. evimin kadını olcaktım. resmen kocaman bi şatom olcaktı. geriye bi tek Marilyn'in gelip beni istemesi kalmıştı. bunu aileme açıklamadım, bi yolunu bulup açıklamalıydım ama nasıl... 2007'de türkiye'ye gelmişti. o konsere gitmeyi çok istedim. hazırlandım, kesin gidicem diye böyle gayet eminim. sonra nolduğunu merak ediyosun biliyorum. ne mi oldu? gidemedim. işin kötüsü, konseri yayınlayan kanal bile açılmıyodu.

ve bir gün acı gerçekle yüzleştim. bi sevgilisi varmış. çocuklarımın babası bi başka kadını seviyordu. o kadının yerinde ben olmalıyım diye nasıl üzüldüm. sonra baktım başka bi sevgilisi daha olmuş. çok güzel bi kızdı, asla onun kadar zarif ve güzel olamayacağımı düşünürken... kafamın üstünde bi ampul yandı: ben bu adama aşık değilim ki. sadece tipik bi ergenlik yaşıyorum. böylece bütün o karanlık planlarım sona erdi.

uçacaksın uçacaksın'lardan yarasalı şatolara keskin bir geçiş yapmak paha biçilemez. ben hayatımın travmasını ergenliğimde yaşadım. gülben ergenden marilyn manson'a evrim geçirmek kolay olmadı dostum. yeni yeni atlatıyorum.





ps. bu arada valla Marilyn Manson benim için hala gayet seksi ve karizma orda bi anlaşalım.

5 yorum:

  1. İlkokul 3teyken gülben ergen hayranı bi arkadaşım vardı SEN MİSİN? Evine gittiğimde zorla dinlettirirdi, ama o zaman bi müzik kültürüm olmadığından fazla takmazdım.
    Müzik kültürü demişken 1 ya da 2nci sınıfta ya da ortalarındayken en sevdiğim şarkı Emrah'ın "belalım benim"di. SEN NASIL BİR ÇOCUKSUN Kİ yani nasıl iğrenç bebe seni ya allah belamı verseymiş cidden. Sarıp sarıp (kaset) dinlediğimi hatırlıyorum defalarca, asla bi önceki sonraki şarkıya da geçmedim, bilmem başka şarkısını da. O zamanlar en yakışıklı yaratıktı gözümde, bi de çılgın bedişteki oktay.

    Ergenliğimde değil ama şu yıllarda bir hayalim var. Fazlaca Japon etkisi altında olduğumdan, bi dk önce videoyu izlemeni rica edicem http://www.youtube.com/watch?v=EUvpMhw5ALw . Marilyn Manson fantazilerinden dolayı attım bu klibi. Ben de bu kusan, yaran, yırtınan Kyo insanıyla evlenmek, evimin içerisinde küçük kyolar görmek, kenarda köşede kusmak, aile fotoğraflarında kafamıza file çorap geçirip, gözlerimizi pörtletmek istiyorum.

    "geriye bi tek Marilyn'in gelip beni istemesi kalmıştı." kısmını ben hiç düşünmemiştim ama şu an çok gülüyorum, eyle beyle değil.

    YanıtlaSil
  2. abi gülbenin şarkıları feci güzeldi benim gözümde anlatamam. kadın bildiğin idol gibi bişiydi benim için.

    ahah Marilyn'e bütün gelenek göreneklerimizi aşılıycaktım sinsi sinsi^_^

    YanıtlaSil
  3. sen gene gülben ergenle 15 yaş dönemini hafif atlatmışsın ben o esnada ebru gündeş diye geziyordum çünkü. yazını okuyunca aklıma önceleri yazdığım yazım geldi, küçüklüğümle ilgili tuhaflıklarımla alakalı bir post
    http://aysa-home.blogspot.com/2010/08/ben-kucukken-kullucuken.html
    göz at derim ;)

    YanıtlaSil
  4. ay evet ebruyu da hatırladım şimdi bak. özellikle çingenem şarkısı ilk çıktığında günlerce dinlediğimi bilirim. tabi bide ''sen Allah'ın bir lütfusun gözlerimin nurusun'' şarkısını unutmamak gerek :P

    YanıtlaSil
  5. aa ben teşekkür ederim. ne güzel böyle avukatlar hukuk büroları filan da okuyorsa ne mutlu bana :)

    YanıtlaSil