14 Eylül 2010 Salı

iz-tanbul





istanbul.istanbulum.dönüp başa yeniden bağlandığım,hep sil baştan tutkuyla sarıldığım sevgilim,sütünden ağzım yansa da yine emziren dadım,yoğurdu üfleterek yedirmeyen üstelik.platonik belki aşk'ım,buna rağmen platonikliğimi yüzüme vurmayan,çapkın ama sadık.karışık ama dupduru.karamsarlaşır gibi çoğu defa,ama hep bembeyaz.izlerini tebessümle nakış nakış dokuyan en acılı ve acınası zamanlarda da.
yoksulu,zengini,aşığı,düşmanı,kardeşi,arkadaşı...herkesi ve herşeyi saran sarmalayan.kin tutmayan,pas tutmayan,narsistçe yalnız kendi tarafını tutmayan...şimdi ben,şimdi bunları yazışım,okyanusta bi damlanın içindeki herhangi birşey bile değilse bile...onunla bakışırım her saniye.yanıbaşımda.bazen şiir yazmaya lüzum yoktur aslında.şiirdir ta kendisi.günlüğe günceye de yoktur lüzum.herşeyi saklar o,herşeyi tutar kendinde.ve silinip gittiğini sansan da öyle bi gün öyle bi an öyle bi yerde çıkarır ki cebinden küçük sarı bi zarfta yaşadığın ama yazmadıklarını,söyleyecek söz yok.tıpkı şimdi gibi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder