7 Haziran 2011 Salı

kampanya başlatıyorum: GETİRİN SEVMEDİKLERİNİZİ, SİZİ SEVENLERİ VERELİM


bi marka da çıkıp, sevmediğimiz insanları(!) alsa götürse ıssız bi adaya. ya da

GETİRİN SİZE DEĞER VERMEYEN SİZİ ÖNEMSEMEYEN SİZDEN GÖTÜRENLERİ, YENİSİNİ VERELİM

dese, ıyyy yok yok kaldır şunu gözümün önünden, en ıssızından bi yere götür orda bırak gel desek. sonra o da cümleyi

GETİRİN SİZE DEĞER VERMEYEN SİZİ ÖNEMSEMEYEN SİZDEN GÖTÜRENLERİ, SİZİ SEVENLERİ VERELİM


diye düzeltse mesela.


bi sabah uyansak baksak ki, sevmediğimiz tek bi insan yok. eski sevgili denen şey yok(uff en şahane kısmı). bizi çekemeyen hemcinslerimiz yok. bizi ayaklı çıkarı olarak görenler yok. bizim ona verdiğimiz değeri zerre anlamayan tipler yok. bi düşün, nasıl da güllük gülistanlık bi hayat.

hep birlikte bi sinerji yaratıp imza toplasak acaba birileri böyle bişeye imza atar mı dersin? hayır hayır yanlış anladın, imza atıcak milyonlarca insan buluruz da, imzadan sonra onu başarmaktan bahsediyorum ben.

yarından tezi yok ne gerekiyosa ordan oraya koşturup, yok bürokrasisi yok devlet dairesi, yürüyüşü mitingi hepsini yapmaya hazırım. size bunun sözünü verebilirim. nasıl olucak bilmiyorum ama bu imkansız değil. onca bilimadamı/bilimkadını, gazeteci, reklamcı, sanatçı var. her yaştan, her sosyoekonomiden, her meslekten, her ırktan insanın gönülden inanarak bu yola baş koyması halinde en fazla 1, bilemedin 2 yıla var ya ortam kaymak gibi olur. inanmakla başlar herşey. secret, evrene pozitif mesajlar göndermek, yoga meditasyon falan bütün bunları aynı potada eritip yapabiliriz valla bak.


peki nasıl olucak

şöyle. yolda yürüyosun. baktın ya eski sevgilin, ya seni çekemeyen bi hemcinsin, ya saçmasapan rekabet ayaklarına yatıp senle yarışmaya çalışan bi tip karşıdan sana doğru geliyo. o anda hiiç heyecan yapmanın alemi yok. hemen derin bi nefes al ve hayran olduğun yakışıklı müzisyen sana evlenme teklifi etmişçesine havalı, tavizsiz, başı dik ve tüyleri kabarmış dur. karşıdan gelen sana naber demeye yeltendiği an duymazdan gel, hatta orda bişey yokmuş gibi gayet cool bi şekilde geç.

herhangi bi sosyal mecrada, o sevmediğin kişi ya da kişilere çok yakın olma. yani her an bi iletine, paylaştığın bi videoya, bi fotona, bi tivitine gayet alakasız bi yorum yapmasını istemiyosun madem, onu ulaşamayacağın bi yere kaldırarak işe başla. zor değil, tek tıkla artık listen tertemiz.

o kişiye dair sende olan şeyleri derhal geri dönüşmeyecek, geri dönmeyecek bi yere at. yani ne bileyim, al sırtına çantanı, git balta girmemiş bi ormana, göm toprağa gel. sonra millet üstüne bassın oh mis. yani o kişi seni ayaklar altına almışsa, bak sen de alabiliyosun.

sevmediğin kişi daha bi süre gerçek anlamda yakınında olucak olan biriyse, başta söylediğim şeyi aynen uygulayabilirsin. onun olduğu yerde hiçbir şey yokmuş gibi, o bişey söylediğinde ortada hiçbir ses yokmuş gibi davran. biliyorum, o kişiyle aynı havayı solumak, aynı çatı altında olmak bile büyük eziyetken, bunu başarıp başarmayacağın gözünde büyüyor belki ama korkma, iste ve başla. başarıcaz dostum.

insanları 7 dk'da nasıl etkilersiniz, 5 saniyede insanları etkileme sanatı, 8 buçuk saniyede insanların dikkatini çekmeyi nasıl başarırsınız, 48 salisede insanlar nasıl köpeğiniz olur gibi kitapları bi süre yala yut. bulduğun tüm bu isimlerdeki kitapları oku ve sonunda çok etkileyici bi insan ol. neden mi? e çünkü seni çekemeyen tiplerle aynı yarıştaysan 1-0 başlamak böyle mümkün olur. o kişi iş arkadaşın mı? bi toplantıda o tam bişey söylüyoken lafa gir, etkileyici bikaç söz et ve herkesin gözünde favori ol. sonra çalsın kıskançlık çanları, oynasın kızlar. bu yöntem karşı tarafı intikama biraz daha yaklaştırabilir ama sakin ol. herkes senin arkanda, en ufak bi eleştiride yada şikayette onu kimse kaale bile almıcak. hala iş hayatına atılmadım, o kişi benimle aynı sınıfta mı diyosun? aynı şey senin için de geçerli cicim, tam takım hazır ol ve marş marş. hedefin o, ileri! o kişi sevgilin mi? aynı şeylerin tıpkılarını hiç çekinmeden sen de yap. evet yanlış duymadın, yap yap. valla bak, erkekler kendilerinden daha fazla şey bilen kadınlara hayran olurlar. gerçi hiçbir erkek bilgisiyle, entellektüel kapasitesiyle, zekasıyla onu ezicek bi sevgilisi olmasını asla istemez. bu yüzden onu serbest bırak, dönmesini falan da bekleme, çünkü dönmicek. dedim ya, erkeklerdeki o eşsiz 'aşağılık kompleksi' buna asla izin vermez. ama umudunu kaybetme. çünkü sendeki o zeka, o entel duruş, o bilge oluş az biraz yaşın ilerleyince çok işine yarıycak. asıl değerin bazı şeyler değil, tamamen sendekiler olduğunu anlayabilecek yaşa gelmiş erkekler hazinenin sen olduğunu görüp sana doğru dört nala koşucaklar. yani böylece seni sevmeyen birinden kurtulup seni seven birini kazanmış olucaksın.


evet, bugün birkaç değişik yöntemle sevmediğimiz insancıkların nasıl üstesinden gelebileceğimizi gördük. gönül isterdi ki videolarla canlandıralım, efendime söyliyim hani gerçekçi olsun, konuyu daha iyi anlayın diye böyle videolarla ders verelim ama şimdilik idare edin. yakın zamanda o da olucak inşallah. siz kıymetli okurlarım için seve seve. şimdilik sana, bana, bize, hepimize iyi dersler diyorum.


tatlılıklar^_^

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder