
spor kesinlikle hırs işi. yani sonuçta ben üniversiteye hazırlanırken bile malak gibi takmayan bi tiptim, değil vize finallerde bile gayet sakin hiçbir şey olmamış gibi davranabilen biriyim benden harfi harfine o diyet listesine uymamı beklersen çok yanlış bişi yapmış olursun. bende de öyle dağları taşları delecek hırs yok napim olmuyor. istiyorum ki yarın uyanınca kemiksiz 7 kilo vermiş olayım böylece spora da gerek kalmaz^_^
beni öldürmeyen güç allah senin belanı versin

şu 26 gün hiç gün gibi değildi benim için. çünkü harbiden mevsimler geçti, bi sürü bebekler doğdu, sevgililer ayrıldı geri kalanlar yeni sevgili yaptı filan. yuh dedim az önce sayarken, bu kadarcık mı olmuş hay anasını satayım ben böyle işin. ve dün hoca öyle bi laf etti ki gel de yemek depresyonuna girme*(bkz. yemek depresyonu. en altta açıkladım bebişim)
''ohoo 1 ayda zayıflayamazsın ki unut sen onu. o kadar kolay mı?! en az 1 yıl boyunca yapcaksın ki biraz incelme olsun'' 1 yıl mı? hem de en az? üstelik 'biraz incelme' öyle mi? orda tabi beynimde küfürler boy boy sıraya girmişti bile. dedim ki kendi kendime ben de reklamcıinsankişisiysem eğer, 1 yıl dediğin süreyi 3 aya indiririm ve o 3 ayın sonunda hayal ettiğimden de ince ve zarif olurum bu da sana kapak olsun! (daha 1 saat önce ''eeahh!'' deyip öküz gibi sucuk ekmek yiyen ebemdi zaten)
*yemek depresyonu: bunda depresyonun belirtilerinden ziyade sadece yemek yemek odaklı yaşarsın. mesela uykun mu geliyor ''ya bişiler yiyim sonra yatarım'', ders mi çalışcaksın ''ohh şimdi vizenin yanında şöyle sıcak tost ayran ne süper olur ımmm'', hatta tuvalete gitmeden önce ''ya bi saniye şunu da yiyim söz gitcem'' dersin. sondakini abartmış olabilirim ama anla işte önceliğin sadece yemek olur. ayrıca daha ne örnekler var ohoo.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder