10 Nisan 2012 Salı

ve Reklamcıinsankişisi spora başlar - 3

bugün spora başlamamın 26. günü. yani hala 1 ay olmadı yanarım yanarım ben buna yanarım. tıpkı o yürüyüş bandında dakikaların bir ömür olması gibi ben hala 1. ayımdayım ve bu bana çok koyuyor. 1 ayda incecik olunmuyormuş bunu görmüş oldum. o kadar inanmıştım ki başlar başlamaz şöyle en azından 2-3 kilo veririm yaae diye. evet 2-3 kilo verdim ama sanki hiçbir şey değişmemiş gibi, tam tersi daha da şiştim sanki. ama çok güzel bişey oldu. artık bana yemeği hatırlatan herşeyden nefret etmeye başladım.

spor kesinlikle hırs işi. yani sonuçta ben üniversiteye hazırlanırken bile malak gibi takmayan bi tiptim, değil vize finallerde bile gayet sakin hiçbir şey olmamış gibi davranabilen biriyim benden harfi harfine o diyet listesine uymamı beklersen çok yanlış bişi yapmış olursun. bende de öyle dağları taşları delecek hırs yok napim olmuyor. istiyorum ki yarın uyanınca kemiksiz 7 kilo vermiş olayım böylece spora da gerek kalmaz^_^



beni öldürmeyen güç allah senin belanı versin

evet artık sporu seviyor gibiyim, bi tek baldırlarımı yakan kollarımı eziliyomuş gibi acıtan ve hemen o an oracıkta ölüp kurtulma isteği uyandıran hareketleri saymazsak, he bide sonraki 3 gün boyunca üstümde filler savaşmış gibi ağrılar içinde olsam da, sanırım artık seviyorum evet. işin bide hoca boyutu var. kainatın en laf sokucu, en adamın bam teline basan, en düşenin dostu olmayan hocası bende. sağolsun ben orda acıların insan kişisi olmamışım gibi istisnasız her hareketimde ''yedin tabi löp löp şimdi böyle olursun'', ''yerken iyiydi dimi ahaha'', ''ee hayatın boyunca yapcaksın bunu kaçışın yok yani'' diye beynimi kıtır kıtır yiyor böyle de şanslıyım yani. mesela tam havaya girmişim ''yihuu! yaparım şimdi 1 saat cardiomu, birkaç da bişiler bi hareketler filan sonra ver elini sauna ver elini misler gibi duş'' diye böyle plan yapıyorum. hoop hoca tepemde bitiyor ''naptın yediklerini azalttın mı ne yiyosun(bok yiyorum), yürüyor musun, çikolataları yemiyoruz dimi ahahah(allahıımm çikolata mı o, he değilmiş dambılmış nalet gelsin)'' bir hal hatır sorayım yok, direk meyhane masasına dönüyor olay, ağlamak istiyorum orda.

şu 26 gün hiç gün gibi değildi benim için. çünkü harbiden mevsimler geçti, bi sürü bebekler doğdu, sevgililer ayrıldı geri kalanlar yeni sevgili yaptı filan. yuh dedim az önce sayarken, bu kadarcık mı olmuş hay anasını satayım ben böyle işin. ve dün hoca öyle bi laf etti ki gel de yemek depresyonuna girme*(bkz. yemek depresyonu. en altta açıkladım bebişim)
''ohoo 1 ayda zayıflayamazsın ki unut sen onu. o kadar kolay mı?! en az 1 yıl boyunca yapcaksın ki biraz incelme olsun'' 1 yıl mı? hem de en az? üstelik 'biraz incelme' öyle mi? orda tabi beynimde küfürler boy boy sıraya girmişti bile. dedim ki kendi kendime ben de reklamcıinsankişisiysem eğer, 1 yıl dediğin süreyi 3 aya indiririm ve o 3 ayın sonunda hayal ettiğimden de ince ve zarif olurum bu da sana kapak olsun! (daha 1 saat önce ''eeahh!'' deyip öküz gibi sucuk ekmek yiyen ebemdi zaten)








*yemek depresyonu: bunda depresyonun belirtilerinden ziyade sadece yemek yemek odaklı yaşarsın. mesela uykun mu geliyor ''ya bişiler yiyim sonra yatarım'', ders mi çalışcaksın ''ohh şimdi vizenin yanında şöyle sıcak tost ayran ne süper olur ımmm'', hatta tuvalete gitmeden önce ''ya bi saniye şunu da yiyim söz gitcem'' dersin. sondakini abartmış olabilirim ama anla işte önceliğin sadece yemek olur. ayrıca daha ne örnekler var ohoo.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder