5 Nisan 2012 Perşembe

ve Reklamcıinsankişisi spora başlar - 2

spor maceram kaldığı yerden tüm hızıyla devam ediyor. başladığım gün beklentim çok düşüktü ne bileyim spor salonu güzel diye içindekiler de güzel olcak diye bi kaide yok diyerek ayaklarımı sürüyerek gittim. hiçbir umudum filan yoktu yani. ama evren bana lafımı resmen geri aldırdı. her zaman herşeye hazırlıklı olmak lazım. karşımda duran ne olduğunu anlayamadığım o doğaüstü varlığın bir insan olduğunu, üstelik artık aslanlar gibi üyesi olduğum spor salonunda hoca olduğunu öğrendim. adını biscolata koydum.

nassıl melek bi insanmışım ki yarebbim cennet ne güzelmiş böyle dediğim saniyeler bariz cam kırılma sesi duydum. kırılan hayallerimmiş, umutlarımmış:( sevgili biscolata o sırada sarışın bir yellozla haşır neşirdi. harbiden yelloz yemin ediyorum. pis memelerini sonuna kadar açmış, alnında ERKEKLEER BURDAYIMM ;) yazıyor resmen dangalak. 1.25 boylarında hatta belki daha az ben şimdi acıdım da uzattım, 1 parmak saçı var onu da toplamış tepesinde çim adam gibi, sarışın, sağ dirseğimle itsem yere yapışcak böcek! resmen kendi içimde savaş veriyorum. zaten kıpkırmızı olmuşum, sucuk gibi olmuşum, baldırlarım lap lap titreyerek sallanıyor, dili dışarda köpek gibi nefes nefese kalmışım, asırlardır o nalet bantın üstünde yürüyorum ama daha sadece 5 dk geçmiş, başka işim yokmuş gibi şimdi de bu pis çirkin yelloz böceğe saydırıyorum, hayır yani sen nerden çıktın ki! bunlar yetmezmiş gibi bi yandan da düşüncelere dalmışım biscolatayı müzedeymişçesine inceliyorum çaktırmadan. ciddi ciddi sanat yani. Michelangelo görse ''abi bunun heykelini filan yapamam ben bu ne lan böyle!'' deyip jübile yapar. neyse şimdi biri görür abaza gibi daha fazla bakıp da rezil olmayayım derken bu bir gülümsedi. ama bana değil tabi, kime gülümsedi tahmin et. kan beynime fışkırdı tabi. adam nişanlımmış gibi bide sinirlendim trip atıp önüme döndüm.

karşıma da laaaps diye kocaman bir ayna koymuşlar dana gibi boy aynası, yine aynadaki benle başbaşa kalmıştım. dönüp dolaşıp yine aynı yere gelmek içler acısı. yine ayna yine ayna! offf sürekli aynaya bakınca da sıkılıyosun bide sen varsın karşında yeni bişey yok yani ayy ne bayık. tv desen o da baydı. adamlar bilerek feşın tv filan koymuşlar sadece, onları görüp kendimden tiksinmem için. o kızlar kürdan bacaklarıyla pıt pıt yürürken bide ben yürüyorum bantta, aynadan bakmaya tahammül edemedim sinirden kendimi yicem resmen. bide kardiyonun kötü yanı da sürekli aynı hareketi yapıyosun üff fare gibi yürü yürü nereye kadar anasını satayım bi yere varamıyosun işte daha neyin peşindesin ki. aynadan gözümü bir an olsun ayırmıyorum baldırlarımın incelişine bir çiçeğin açması gibi an be an şahit olmak için. öyle bi huy var bende, hemen o saniye incecik olcam sanki. ''uu inceldi lan ahah'' ''gerizekalı! nereye inceliyo hala aynısın löp löp'' napim bari etrafa bakayım dedim baktım biscolata ayna karşısında dambılları kaldırırken içimdeki ses bağırarak şu şarkıyı söylüyordu ''aynadaki yüzünün karşılığı benim gördün mü sevgilim buna sevda diyorlar uğrunda can veriyorlar''



biscolata gibisin bebeğim kusura bakma diyetteyim


bide işin tuhaf tarafı sporu abimlerle beraber yapıyorum! Allah belamı çoktan vermiş yani. aynı salonda, her yer ayna, nereye baksalar rahat görürler beni. en ufak bir gözüm çarpıp bakmayı geç, biscolatanın olduğu tarafta başka birşeye baksam bile 40 gün zılgıt dinlerim. kaç yaşına geldim çocuk muyum desen olmaz, bunu diyerek çocukça davranmış oluyosun zaten. demezsen siz haklısınız demiş gibi olucaksın. zor iş yani. bir diğer kötü şey, o gerizekalı halimle yani orda dana gibi hareketlerle çocuğu etkilemeyi düşünmüyorum bile. o kadar da gerçekçiyiz yani. kalkıp şıkır şıkır giyinip eyelinerlı maskaralı gözlerle çocuğa bakış atacak imkan ve yer yok, oraya da öyle gelirsen direk maskara olursun. ben o durumu baştan geçtim kendime fakir tesellisi vermeye başladım artık napiyim umut fakirin ekmeği. o eşsiz hayalgücümle teoriler üretmeye başladım. ''amann sözlülere benziyor zaten tırtt, yok ya daha genç bu var ya hayatta şu an sözlenmez ne anasının gözü, baksana tipe daha hayatımı yaşarım 30'umdan önce evlilik mi oo nooo! modunda belli.''

birkaç dk böyle değişik monologlarla zaman geçti filan ama her zamanki gibi sıkıldım sonra. sıkıntıya gelemem valla sori. yemişim biscolatasını da dambılını da deyip sporuma devam ettim. sonuçta spor adanmışlık, irade, inanç olayı ve ben oraya gerekirse aynada spastik gibi görünmeyi göze alıp da gelmişim. ama sonunda o kiloları verip vaoov olucam ve şimdi kalkıp salak salak ''birazdan spora gidiyorum bana şans dileyin ^_^ '' diycek halim yok. bunlar işin şakası. ama şanslı olduğum da ortada. kimin spor salonunda böyle manzara var?






ps.1: hem diyete başlayıp hem de spor yaparken biscolataya maruz kalmak gibisi yok(slogan gibi oldu farkındayım. her zaman her yerde reklamcı olduğumu illa belli edicem yaa çok süperim).

ps.2: biscolataya bakmak sevaptır. boşuna cennete gittim demedik heralde. kıps.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder