5 Haziran 2012 Salı

evlilikle yüzleşmem serisi vol 1.

ilkokul arkadaşlarımın resmen yarısı şimdi evli barklı insanlar. bu durumu gören ben, kariyer yapcam diye, ''ne evliliği yeaa'' diye diye aşk hayatımı da mahvettim. bildiğin ipsiz sapsız dolanıyorum ortalarda.

 ''herkes ruh eşiyle birlikte yaratılmıştır'' zırvalıklarını çoktan geçtim. bi kere ruh ikizim karşıma çıksa ben çok sıkılırım abi. en az benim kadar tembel, benim gibi üşengeç, dağınık ve kafası karışık biriyle değil eş olmak, merhabamı bile esirgerim. illa ruh ikizimle evlencem diye bişi de yok hem. ben zıt kutuplar birbirini çeker kuralına daha çok inanıyorum. daha güzel öyle olm, ben dağıtayım adam arkamdan toplasın. ben günlerce uyuyayım, gelsin bana kahvaltı hazırlasın bana kahvaltıyı sevdirsin. yatağımdan kalkmadan bana getirilecek bi tepsi güzel kahvaltıyla 23 yıllık kahvaltı nefretim son bulacak buna eminim. bu eşsiz, bu şerefli görev de tabi ki kime düşüyor, benle evlencek şanslı adama.


evlilik dediğin nedir ki
 
bütün ilkokul arkadaşlarım bir bir evlensin hiç vakit kaybetmesinler, bana böyle ''sen gerizekalısın. böyle yurtsuz yuvasız salak bi avaresin'' dedirtsin olur mu. lütfen bak bu çok önemli. hiç işim gücüm yok böyle oturup bunları düşünüp mal gibi iç çekeyim. abartıyorum biraz, o kadar da umutsuz değilim lan günün 24 saati oturup buna kafa patlatmıyorum elbette. ama ne zaman feysi açsam, ilkokulda sabi sübyan aynı sınıfı paylaşıp aynı sıraları paylaştıklarının hepsinin ilişki durumu evli, çoğu nişanlı ve kına gecesi yapılmış, pembeleşinceye kadar sözlenmiş ve başı bağlı. ilkokul arkadaşım olmayanların da evliliğe doğru emin adımlarla giden ciddi ilişkileri var. bense dibi tutmuş sütlaç gibiyim.

duruma çözümü şunda buldum. problemin üzerine üzerine yürüyorum, çünkü kaçarsan içine atarsın, hepten üzülürsün. feyste anasayfada bunların gelinlikli kına elbiseli profil resimlerini görünce hoop soluğu profillerinde alıyorum. içimden hiçbir yorum yapmadan, hiçbir şey hissetmeden fotolarına bakıyorum. en ufak bi pişmanlık, bi üzüntü, bi keder hissetmemek için ayrıntılarla ilgileniyorum. mesela bunlar gelinlikli damatlıklı bi yerde resim çekmişler ''neresi lan burası o ne öyle kuleye çıkmışlar ahah'' diye dalga geçiyorum. çocuğu olanlara bakıp ''üff salak ya bebeğe ne giydirmiş o ne be. gerçi bu ilkokulda da böyledi. insan işte değişmiyo ki anacım'' diyorum, bişicikler olmuyor.

karşıma geçip dersen ki, ''evlenip de napcan ben evlendim de noldu safi dert yahu'' sana derim ki ''ben üzülmek için dert yokken dert arayan, yoksa da yaratan bi tipim bebeyim, yoksa biliyoz olm evlilik de gayet normal bi durum. maksat gerizekalı gibi zorla melankoliye bağlamak. eninde sonunda pilav yapcam, vakit varken bekarlığın kıymetini bilmek gerek.''

2 yorum:

  1. Mümkün olduğunca geç girilmesi gereken bir kurum :) keyfine bak uzak dur :))

    aa bir de kelime doğrulama var burada :)

    YanıtlaSil
  2. hmm öyle mi dersiniz? :)
    ya evet zaten o ampul kafamın üstünde hep var aslında. yani evlenenlerden bu tür laflar işitiyorum. ama insan bazen koruyup kollanmak istiyor, evliliğin de böyle bi işlevi varmış gibi sanki. bilmiyorum.. bakmayın böyle konuştuğuma da aslında, daha yaşım kaç başım kaç evlilik için :)

    YanıtlaSil