23 Mayıs 2011 Pazartesi

şimdi başlığa ne yazsam ilgini çekerdi mesela


''hevesim olsa param olmuyor
param olsa hevesim''


diyo ya büyük şair, bu aralar iyi hissetmek adına herşey neredeyse tamam gibi ama benim iyi hissetmek gibi bi hevesim yok sanki. bazı şeyler var tabi mükemmel hissetmemin önünde engel oluşturan, ama kimsenin hiçbir zaman mükemmel hissetmeyeceği gerçeği tek tesellim. illa bişey oluyo ve tüm o büyü bi şekilde bozuluyo. hep böyle oldu, bundan sonra da pek değişir mi bilmiyorum.

burda böyle oturmuş bunları yazarken ben, dünyanın herhangi bi yerinde benimle aynı duyguları yaşayan birilerinin olduğunu bilmek güzel yine de. dibine kadar yapayalnız olsan da aslında öyle abarttığın kadar değilsin, bu hep böyle. ya da çok aşıksan da, gelip geçici inan, ölümlüyüz sonuçta. ya da ne bileyim, geçenlerde 'yarın kıyamet kopacak' dediler, o an bizim kızlarla 'direk yarın sabah giderim buralardan hiç düşünmem' dedik hep bir ağızdan. yanisi şu: kimseyi kimseye yada kimseyi hiçbir yere bağlayan bişey yok aslında. herşeyi büyüttükçe büyüten, abartan, süsleyip püsleyen, ahım şahım gibi göstermeye uğraşan biziz. yoksa hiçbir şey öyle değil. ve eninde sonunda herşeyi kaybediyoruz. peki afedersin dostum ama biz neden bunca çabalıyoruz? saçmasapan sevgililer edinip, saçmasapan insanlarla arkadaş olup, bi yerimizi yırtıp bi işe girip orda milletin pis egosunun altında ezilip sonra çok değer verdiğimiz şeylerden kilometrelerce uzaklaştığımızı görüp kendimize acımak için mi? evet, hiç aklımızda yokken, tam da kafamızda 'yok istemem, bana uzak olsun' dediğimiz tüm özelliklere sahip kadınlar/adamlar için ölüp bitiyoruz ama bi de bakıyoruz herif ilk arkanı dönmende paçayı kurtarmış, sonra da herşeyi sanki sen mahvetmişsin gibi sen onun için birlikte hiçbir şey yaşamamış gibi, yoldan geçenden daha değersiz hatta nötr bi canlısın. yani boşuboşuna tanıştınız. boşuna heyecan duyup boşu boşuna onu düşündün. boşuna elini tutup onu boşuna öptün. seni sevmiyor. sanki dün gibiydi susup bakıştığınız zamanlar değil mi. nasıl da hayalperestiz görüyo musun!

çünkü kadınlar ve erkekler, nankörüz. beyler ve bayanlar, biz topraktan yapılma günahkarlarız. varsın bu da günahlarımızdan biri olsun, bizde günahtan bol ne var. yaşadıklarını unutabilecek kadar salak, kendini adadığı şeyleri çöpe atar gibi kendinden uzaklaştıracak kadar ahmak ve duygularıyla sarıp sarmaladığı insanları eninde sonunda yabancılaştıracak kadar pisliğiz! ve de kimse inkar etmesin, bunların hepsi gerçek. biz böyleyiz!

ama alışıyor insan herşeye olduğu gibi buna da. ve sonra yeniden başlıyoruz aynı aptallıklara. unutacağını, yabancılaştıracağını, bi gün nefret edeceğini bile bile aşık oluyosun yeniden. gittikçe o pislik zamanlara yaklaşırken, hala kendini kandırıyosun. her elini tutuşunda bir adım daha yaklaşıyosun ondan nefret edeceğin zamanlara, her buluşmanızda bi gün daha çabuklaşıyo ona lanet okuyacağın zamanlar. hayatın kendisinin bu olduğunu söyleme bana, başlarım böyle hayata.

yani herşey sadece anlık zevkler ve tatminler üstüne kurulu, biz hayatı çok abartıyoruz dostum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder