2 Mayıs 2011 Pazartesi

kararım kesindir: zayıflıyorum!


bugün pazartesi. yani yine tipik bugün diyete başlıyorum günü. şu yaşıma kadar kaç kez diyete girdim bilmiyorum ama yaş ilerledikçe ve içine sığabileceğim güzel kıyafetleri bulma şansım düştükçe kararlılığım da artıyor. en son 3 ay önce bi 7 kilo vermiştim, o da sağlıksız bi şekilde olmuştu. alerji illeti, soğuk algınlığından yataklara düşmek, stres, kötü haberler falan derken yemeden içmeden kesilip vermiştim o kiloları. zaten hala o kadar kiloyu verebildiğime kendim bile şaşıyorum ya neyse. ama bugün kararlıyım.

öyle günler öncesinden bi plan yapmadan bugün diyete girmeye karar verdim. hiçbir hazırlığım yok. her zamanki gibi anlık bi karar verdim ve hızlı hareket edicem. ki sonuç da hızlı olsun. hem zaten bence bi anda içinden gelerek yaptığın şeyler daha samimi oluyo.

şimdi...

öncelikle belli prensiplerim olucak.

1. tartıyla 1 ay görüşmeyi kesiyorum bugünden itibaren.
2. zaten nerdeyse 6 aydır baya bi abartmıştım ama şimdi abartmanın da suyunu çıkarıp bulduğum bütün suları içicem. 1,5 litre olan sınırımı 2 litreye çıkarıyorum. var mı artıran?
3. zaten son zamanlarda -ben de şaşıyorum ama- nutellayla aramız limoniydi. ben ona bakıyorum o bana ama bi faaliyet yok. hani nasıl kışkırtıyo beni durduğu yerde pislik, bi ben bilirim. arada nutella dışında çikolatayı az tüketmeye çalışıyodum fakat depresif ve ''amaaan bi dilim pastadan hiçbişicikler olmaz'' dediğim günlerde götürdüm tabi waffleları pastaları. ama fi tarihine kadar pasta, waffle, çikolata ve benzeri hiçbir tatlı türüyle bi münasebetim olmıcak. belki arada sütlü tatlılar.
4. parayı çikolataya cipse vericeğime meyveyle içiçe olucam. nerde bi meyve varsa orda ben olucam. meyve salataları mı dersiniz, türlü çeşit meyvelerin ahenkle dansı mı artık siz karar verin ama hiç olmadığı kadar canım olucak meyveler.
5. cips demişken.. arkadaşlar tamam cipse verilen para bişey değil ama o paraya bi kilo meyve alıp yesek daha güzel olmaz mı. pardon gerçi burda diyete giren benim, heyecan yaptım birden. yani o yağlı tuzlu ve en pahalısında bile varolan o çorap kokusuna rağmen nasıl da iştahla tükettiğimi farkettim. cipse ölüm!
6. ekmek, eğer ki depresyona girip sinirimi yemek yiyerek çıkarmıyosam çok aradığım bişey diildir zaten. ama özellikle bu diyet sürecinde mümkün oldukça salata, meyve, çorba tarzı besleniceğimden alakasız olucak zaten. yani şimdi kalkıp salatayı da ekmekle yemeyelim dimi ama. tamam belki çorbayla bi iki dilim ama fazlası ı-ıh. zaten insanoğlu ekmeği kesti mi kilolar su gibi gider valla.
7. geldik işin en can alıcı kısmına. 3 aydır spor yüzü görmemiş hantallığımı da yanıma alıp bugün spora başlıyorum. evle spor salonu arasındaki kısacık mesafeyi ayaklarımı sürüyerek sonra koşu bandında tipim kaymış, acıkmış, yorulmuş bi şekilde aynaya bakarak ''veremicem işte o kiloları. boşu boşuna aç kalıyorum burda. benim kemiklerim kalın yaae'' diyerek her ne kadar caymaya çalışsam da o 7 kilo şıp diye gidince keramet ondaymış diyip sahalara geri dönüyorum. koşu bandıyla birbirimizi çok özlemiştik ya zaten!



evrene olumlu mesajlar gönderiyorum. elin kızına bakıp bi yandan iç geçirip öte yandan bildiğim tüm küfürleri sıralamıycam. hatta kimi zaman pusu kurup etrafımda gördüğüm tüm zayıf kızlara zorla ekmek, pasta yedirip kapılardan sığamıcak kadar şişmeleri için planlar kurmıcam. acık mideme hakim olup zayıflıcam ve o çok özenip de giyemediğim hafif giysilerin içine rahatlıkla sığıp bahara fıstık gibi giricem. bu mudur, valla budur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder