14 Haziran 2011 Salı

uçuyoruz ne güzel kamikaze


biri var çok tatlı. heyecan verici bi varlığı var, ona bakınca kamikazeye binmiş gibi oluyorum. uçuyor gibiyim, görünmez bi paraşütümüz var uçuyoruz yanyana. bakıyor mesela, sanırsın hayatı yeni öğrenen küçük meraklı bi çocuk. öyle masum ve herşeyden habersiz. yine de bana öğrettiği çok şey var.

sanki öncemiz yok. yeni yeniyiz ama sanki kök salmışız. birbirimizin tohumunu ekmişiz, şimdi beraber çiçekleniyoruz aynı toprakta elele. sarmaşıklar gibi. iki başkayız, iki başka renk ama aynıyız, sarmaş dolaş.

elimden tutunca bulutlara değiyorum. ben bu adama bayılıyorum. bayılır gibi gözlerimi kamaştırıyor coşkusu, düşer gibi olduğumda tutuveriyor hemen. yeryüzünde benden daha fazla heyecanlı biri olabileceğini düşünmezdim ama benden daha sabırsız heyecanlı ve coşkulu. sokaklara dökülmüş çocuklar gibiyiz, devamlı muzır, yaramaz, hayatla içiçe. görünmez bi biçimde oyun oynar gibiyiz. çok eğlenceli anlattıkları var ve hep şaşırtıyor beni. bizde artık bi ritüel oldu, tam bişey anlatıcak, ben tabi meraktan çatlıyorum, bişey söylüyo bişey yapıyo ya da öyle bi bakıyo ki o an diyorum ki alıcağın olsun sen neden bu kadar saklanmışsın benden.

geçenlerde adalarda bisiklet sürüyoruz. yıllardır sürmüyorum tabi hamlamışım doğal olarak. bi ara dedi ki sen önden sür ben arkadan geleyim sen nasılsa gayet tedbirli gidiyosun. iyi dedim falan gidiyorum. bu da arkamdan geliyo, ben tabi hava yapıyorum hani gelicektin yahu ayıp sana diye takılıyorum ama ses yok. merak ettim arkama bi döndüm kimsecikler yok. ben tabi bi şok geçirdim orda, bi de öyle bi günde gitmişiz ki heralde koca adada o anda bi tek ben varım diye düşündüm korkmaya başladım. yok lan gitmemiştir, beni bırakıp gitmez, lan yoksa başına bişey mi geldi allah korusun diye kendimi yiyorum. bu sefer de kaygılanmaya başladım. aldım elime telefonu tam arıycam uzaktan bizim şarkımız çalmaya başladı. baktım ses gittikçe yaklaşıyo, dedim heralde keçileri kaçırdım artık müzik sesleri duymaya başladım. yok lan arkama bi döndüm o geliyo. nerden ne zaman bulduysa artık eski radyolar var ya takmış koluna, elinde beyaz papatyalar, gülümseyerek bana doğru geliyo. romantizmden yıkılıyoruz abi bu nasıl bitmez tükenmez bi romantizmdir tahtalara vuruyorum. bi koştum buna sarıldım. sonra aldı o papatyaları bi güzel taç yaptı ve saçlarıma taktı.

dünyanın en güzel aşk filminde gibiyim, her an bana kendimi prenses gibi hissettiriyo. insana öncesini unutturan insanlar varmış, bunu öğretti bana eşsiz varlığıyla. sanırım ben bu çocuğa aşık oluyorum.

2 yorum:

  1. Bir ilişkinin(..yada aşkın...) en güzel yerindesin doyasıya yaşamanı dilerim ;)

    YanıtlaSil
  2. çok teşekkürler.evet hatta fazlası:)

    YanıtlaSil