17 Kasım 2011 Perşembe

doğumgünüme sayılı günler kala etenşın!

çocukluğumdan beri hep filmlerde gördüğüm gibi doğumgünlerim olsun istedim. kahramanımız olaydan habersiz, o gün doğumgünü olduğunu filan unutmuştur. işi başından aşkındır, yetişmesi gereken işler cart curt. ailesi, arkadaşları da az şerefsiz değildir hani, hiç çaktırmazlar. en ufak bir ima, bir mimik, hiçbir ipucu bulamazsın. neyse işte bir şekilde akşam olur. kahramanımız işten çıkar, evine doğru yola koyulur. o kadar yorgundur ki, eve girdiği an ayakkabılarını fırlatarak hoop diye yatağa atlamak suretiyle uyuyacaktır. evin kapısına gelir, anahtarı deliğe sokar ve eve girdiği an ışıklar yanar çığlık kıyamet kopar ''iyi ki doğdun'' diye. evin içine sıçılmıştır çok afedersin. her yer her yerdedir. renkli renkli kağıtlar, balonlar, koltuklarda hediyeler, gerizekalılar halının üstüne bişiler dökmüşlerdir artık ne zıkkımlanmışlarsa. yani kısaca kabus gibidir. kızın kafasından bin tane düşünce geçer, şimdi bu evi kim temizliycek diye suratı beş karış asılmış, ''ahah asdads XD'' diye salak salak suratına bakan bir sürü insan karşısında yalı kazığı gibi dikilmiş, güya kıza sürpriz yapmışlardır. ah sen onu bide kızcağıza sor, içinde volkanlar patlıyordur, içi kan ağlıyordur, onca pisliği nasıl temizleyeceğinin derdindedir. neyse kız alışmaya çalışır ama yok, imkanı yok alışamaz. deli gibi uykusuz, karnının gurultusu 5 metreden duyuluyordur, şaftı kaymıştır 12 saattir uyanık zombi gibi ortalıkta dolanıyordur. hiiç doğumgünü filan mikinde değildir. doğumgünü ne lan diye millete bakarken sağa döndüğünde şap diye yılbaşında doğumgünlerinde filan kullanılan o gereksiz, üfleyince pıt diye uzayan renkli kağıt çubuk var ya hah işte şap diye suratına üfler biri. bu atraksiyonun adı doğumgünü değil, kabusgünü olmalıdır. tutmasalar kız kendini camdan atıcaktır. neyse saatler geçer, kız yavaştan alkolün de etkisiyle onların kıvamına gelmeye başlar. espriler, şakalar, komiklikler, gülüşmeler derken bir doğumgününün daha sonuna gelinir. kız mutlu olmak bir yana, 1 yaş daha yaşlandığını ve daha da çirkinleştiğini düşünürken, ortalık da pislik içinde tabi, görüntü yavaş yavaş bulanıklaşır ve the end.

ama dur. şimdi tüm bunları hiç yaşanmamış farzet. yazının en başında söylediğim cümlenin hala arkasındayım. ben daha böyle eğlenceli, daha genç, daha unutulmayacak türden doğumgünlerine özeniyorum. ne bileyim, gene sürprizli olsun ama hiç ummadığım şeyler olsun. böyle hop diye karşımda ummadığım insanları göreyim, çok süper hediyeler gelsin, çok şık olmalıyım(şansıma da tam vizem var o gün anasını satayım, melek gibi değil malak gibi olcam), peri kızından farksız olmalıyım, hem çok şeker hem de çok cool olmalıyım. ama şu yaşıma geldim, hep mi aynı şekilde olur abi. hatırlıyorum, ergenlik zamanlarım.. yine bugünkü gibi doğumgünümü hayal ediyorum filan. hayatımdaki bütün insanlar toplanıp organize olmuşlar süprüz yapcaklar bana, o çok beğendiğim elbiseyi giymişim, çok manyak bi doğumgünü oluyomuş böyle tamam mı. o gün geldi çattı. akşam babam aradı pasta neli olsun, annem geldi baban arıyo pastan neli olsun, zıkkımın kökü olsun da diyemiyorum, karşında arkadaşın yok sonuçta. içim kan ağlayarak çikolatalı ühühühü:'( diye cevap verdim. hakkını yemeyeyim, sürprizli doğumgünlerim de oldu ama tipik bi yurdum ailesi, Boston'da yaşamıyoruz sonuçta. soyadımız da Brown değil.

az önce yine doğumgünümü düşündüm. pastanın üstüne klasik ''iyi ki doğdun'' yazmayın bari lan az yaratıcı olun. her sene her sene aynı lafı görmekten o pastanın üstüne kuscam o olcak. ne bileyim ilginçli bişi olsun. bide iyi ki doğduğumu insanların söylemesine hiç gerek yok cidden. iyi ki doğdum onu biliyom, o Allahın emri zaten. bana bunlarla gelmeyin. bilmiyorum herşey zaten monotonken bari doğumgünümüzde bi marjinallik yapalım dimi ama. hele o gün doğumgünün olduğunu feysten görüp formalite icabı soğuk soğuk kutlamıyolar mı fitil oluyorum, ki bunu herkes yapıyo, ki bunu ben de yapıyorum:P ayrıca umarım şu anda en çok dilediğim şeyi mumları üflerken dilemek zorunda kalmam, şıp diye o dileğim doğumgünümde gerçekleşir. yani aşık olduğum çocuk kendine kurdele takıp kendini alsa gelse bi taşla iki kuş işte hem hediye hem dileğimin gerçekleşmesi, mumları üflerken de başka bişi dilemiş olurum böylece^_^

o zaman ne diyoruz ''doğumgünüm bana geldiğin gündür''

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder