3 Kasım 2011 Perşembe

duydum ki ağzımıza sıçmaya meylediyorsun, etme.

2-3 gündür sana o kadar küfrediyorum ki. benim de bir insan olduğumu unutmuş gibisin. sanki böyle sadece kendi çıkarı için güleryüz gösteren, hiçbir şekilde karşısındakini tanımaya çalışmayan önyargılı ve yüzeysel arkadaşlar vardır ya hah işte onlar gibisin. abi insan oturur iki kelime eder, bi derdin sıkıntın var mı, neden depresife bağladın diye hiiç hal hatır sormak diye bişi yok. varsa yoksa kendi bildiğin.
derse gelip ders adına zırvalamak yerine kendi hayatından kesitler anlatan, derste bişi görmedim ki neyse gidip bari notları alayım diye yanına gittiğinde tersleyen gerizekalı hocalar senin yanında melek kalır. seninse işin gücün milleti nasıl üzerim, aa bak şu salağın kafasını bi karıştırayım kalbini kırayım üstüne de tatlı niyetine, gün içinde binbir çeşit pürüzle karşılaşsın oh kebap. tek yaptığın bu. ondan sonra yok efendim gidiyorum ben. git nereye gidiyosan git ama yapma böyle, üzme beni.
bi tek ben olsam iyi, sen herkesi üzüyosun. içinde hümanistlikten zerre yok anasını satayım. hayat zaten yeterince zor, bi de sen kalkmış uğraşıyosun. hayır anlamıyorum ki ne alıp veremediğin var bizle.
güne bok gibi başlıyoruz, sinirli çekilmez nemrut tiplere dönüşüyoruz. ota boka ağlıyoruz, karşıdan sevmediğimiz insanlar(!) gelse koşa koşa gidip sarılcak kafadayız, ölceğini haber almış gibi nerdeyse gidip hayatımızdaki bütün insanlardan helallik isticez. halimiz içler acısı, biz bitmişiz. bu durum daha ne kadar sürecek bilmiyorum ama buna artık bi son vermezsen gidip halka açık bi yerde bağırcam o olcak, yeter lan!


geri gidip hayatımızın orta yerine ediyosun, yukardaki satırlar da sana girsin Merkür!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder