29 Ocak 2011 Cumartesi

beni sonsuza kadar anlamak istediğin gibi anlayacağını biliyorum


karşısındakini anlamak istediği biçimde anlamak isteyen bi sürü insan var. bi erkek değilim bu yüzden kızları ele alıcam. hemcinsini çok alakasız biri olarak kafasında kuran gençkızlarımız var. karşısındakini belli bi kalıba dökmeye öyle yorulup terliyorlar ki. bilmeliler, karşılarında bi hamur yok. yoğrulmuş yoğrulucağı kadar. bi erkek olabilirdi anlamak istemediği. evet bu çok normal ve anlaşılabilir. çünkü içimizdeki hormonların adı bile başka. başkalıklarımız öyle fazla ki. şunu diyorum: hemcins demek, onun halinden anlamak demek. söylediklerini dinlerken neden ve nasıl söylediğini tahmin etmek demek. bilmemek asla! hani ne bileyim, bi ortamda kızın biri, kızarkadaşının söylediği bi lafı duyduğu an olur olmaz senaryolar yazmaz. ya da ne bileyim nefret ediyosa, çok samimiyim hani kıskançlığı falan koy bi kenara, direk nefret ediyosa muhattap dahi olmamalı. çok şahit oluyorum facebookta iletisine içinde yanıp tutuşan duygu patlamalarını gayet alakasız uzatmalarla dile getiren zamane kızlarımıza. şimdi böyle söyleyince, kendimi onlardan soyutladığımı düşünebilirsiniz hepimiz insanız, anlamamız gerekeni anlamak istediğimiz şekilde anlıyoruz hepimiz de maalesef.ama bu duruma özellikle uzaktan bakmak istedim. kendim de bu işe dahil olabiliyorum kimi zaman, istemsiz de olsa. yaklaşık 1 ay önce bişeye tanık oldum. hayatımızın belli bi dönemini beraber geçirdiğimiz bi kız öyle dolambaçlı yollardan yürüyomuş ki çok uzunca bi zaman. kendi elleriyle bi ben yaratmış. çizmiş, boyamış tek tek ellerimi yüzümü. aslında hiç gereği yokken. aynı mavisini aynı güneşini aynı yıldızlarını gördüğümüz bi dünyada beni çok başka biri olarak seyredalmış. bi insan başka bi insana hayatındaki bazı değişimlerin onu değiştirdiğini söyleyebilir belki. söyleyen kişinin senin için ifade ettiği anlama göre onu ciddiye alma derecen de artar ya da azalır. aslına bakarsan, bi daha yüzyüze gelmeyeceğin, bi daha böyle sanal alemler yardım etmeden yüzüne bakıp merhaba demeyeceğin biri bile olsa insan duymak istemez bu yönde lafları.
ama anlaşılmamak kötü şey üstad. şu hayatta herşey böylesine gelip geçiciyken, bi günü nasıl yaşadığını bilemeden bitiyorken ve bi sürü şarkıda da söylendiği gibi hayat mutlu anların toplamıyken, ki onlar da bi elin parmaklarını geçmezken, birilerinin seni anlamamış olması ne bileyim uykularını kaçırmasa,iştahını kesmese bile kendini sorgulamana sebep oluyo işte. kendini tanısan bilsen bile, acaba mı diye sorasın geliyo. ve o an bulamıyosun cevabı. hiçbir an bulamıyosun. insanlar kendilerine karşı hiçbir zaman objektif olamazlar çünkü. ne yapmış, kim ve ne haline gelmiş olursan ol kendini hep 1 basamak yukarıda görüceksin. bu böyle.
ama insanlar... tuhaf. az yada çok ne farkeder, hayatının bi zaman diliminde aynı yerde aynı amacı taşıyıp aynı şeyleri yaptığın birini neden inatla istediğin şekilde görmek isteyesin? bu gerçekten anlama kapılarımda anahtarımı kaybetmeme sebep oluyo. anlayamıyorum ve anlayamıcam. önyargıları hiç sevmesem ve lanet olsun ki ölene dek ben ve biz ve siz hepimiz hep önyargılıycak olsak da, benim bahsettiğim başka. bi gün bile olsa biriyle aynı ortamda kalınca hiç mi anlayamaz bi insan diğerini. düşün tek bi gün. otur orda izle karşındakini. gözlerini kırpma sayısından nefes alıp verişlerine, oturup kalkışından kelimeleri dizişine ses tonuna vs. 10 yıllık tanımış gibi olmasan da bi anlama olur. dimi. ama olmaması için, onu anlamamak için dişini tırnağına takıyosan da yapıcak gerçekten bişey yok. ne dersek diyelim, herkes birbirini kendi yönettiği bi filmde oynatarak tanır. ne yapalım, kendimizin yönetmediği bi hayatı yaşıyoruz. kimilerimiz başkalarını kendi istediği şekillere sokarak tatmin oluyo. bu hep böyledir. ve ne olursa olsun, bizden sonra neler yaşanırsa yaşansın, isterse güneşe gidilebilsin, insanın olduğu herhangi bi yerde bu hep sürüp gidicek. ne kötü aslında. belki önyargı, belki kıskançlığın esiri olmak, belki kendine duyduğun sıfırdan da az güven sana o lafları söyleticek. böyle yapan biri olmamak için öyle çabalıyorum ki.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder