15 Ocak 2011 Cumartesi

seni seçtim panpa


sene 2001. ortaokula başlamışım. yeni bi eve taşınmıştık, zaten taşınmak dediysem de şöyle ki iki bina arkasıydı nerdeyse eski evimiz de. yani öyle taşınmak falan denemez aslında. yeni olan bişeye alışmak zorunda olmak o zamanlar da yorucu görünüyodu gözüme. neyse bi şekilde oldu bitti. tabi ben o aralar, yeni evden okula nasıl gideceğimin planını falan yapıyorum. ''allamm yolum uzadıı yolda kaçırcaklar beni. sabahın 6'sında o karanlıkta tek başıma yürüycaamm'' falan diye böyle bi içsesim var. gel zaman git zaman, o planlara aslında gerek olmadığını gördüm tabi. okul dediğim de iki, bilemedin üç sokak ötede.
bi gün, okuldan gelmişim galiba. baktık yeni biri taşınmış bi üst dairemize. kadın ilk günden geldi işte kapıya annemle tanıştılar. iki kızı var yanında. biri esmer öteki kumral. çocuğuz tabi, bakışıyoruz falan malak gibi. utanmalar, sessizlikler, adımızı bile sormadık birbirimize. neyse kadın da kızlarını önüne kattığı gibi çıktı yukarı. sonradan öğrendim ki kumral olanla yaşıtmışız. daha doğrusu benden 1 yaş küçük. esmer olansa 2 yaş büyük. benden 1 yaş küçük olan daha işime gelince dedim bari onunla arkadaş olayım hem benden küçük. döverim falan. nasıl sevinmişim böyle. iki tane yaşıtım taşınıyo apartmana olm boru değil. zaten biz de yeni taşınmış sayılırız. o okul yolunu tek başıma yürümicem artık diye hayaller kuruyorum. tabi sonradan kız gitti daha uzaktaki okula yazıldı o ayrı. ben de kaldım tabi hayal kurduğumla.
velhasıl kelam. günler geçti haftalar derken biz kızla çoktan kaynaşmıştık. evin önünde yürüyoz böyle. bi de öyle bi yaş ki, hani ip atlasan olmaz malum ergenliğe girmişiz. saklambaç oynasan, mahalledeki diğer kızlarla pek bi muhabbetimiz yok daha. iki kişi kendi kendimize de oynayamayız türk filmi mi çekiyoruz. hani ağaçlara saklanmalar falan. yok. dedik bari yürüyelim. her gün okuldan gelince çıkıyodum yukarı hadi dışarı gidelim diye. bazen de o geliyodu beni almaya. apartmanı 88 kere bildiğin tavaf ediyoduk. harçlıktan kalan bişey varsa bakkala gidiyoduk diş şeklinde jelibonlardan alıyoduk mahalledeki küçük çocukları korkutuyoduk falan.
ruh ikizim canım ciğerim bellemiştim kızı. mahallede bi çiçekçi dükkanı vardı. bi oğulları vardı sürekli böyle mahallede top koşturuyo. anime karakterleri gibi böyle gözleri kısık esmer küçük bişey. ama bildiğin abayı yakmışım çocuğa. kızın beyninin etini yiyorum yae bi adını öğrennn kaça gidiyomuşşş diye. kız da tıpış tıpış öğreniyodu tabi. eli mahkum. oturuyoz böyle kızla karşıki apartmanın merdivenlerine çocuğu kesiyorum falan. çocuk da boş değilmiş, 2 sene sonra doğumgünümde çiçek almış bana. havalara uçuyorum. ayy ne romantikk çiçek almışş diye. tabi salaklığım arşta farkedemiyorum. sonradan düştü jeton tabi. çocuğun çiçekçi dükkanı var zaten. neyin romantikliğinden söz ediyosun. neyse konumuz bu değil.
kızla akşamları balkonda oturuyoruz hayal kuruyoruz. birbirimizden ayrı gayrımız falan yok. bi karar almak istedik. olmuyo böyle. adını koyalım bunun bi adı olsun falan dedik. bunlar sonradan yukardan taşınıp gene bizim apartmanın terasına taşınmışlardı. bi gün işte terastayız. hadi bakalım kesici delici bikaç bişey aldık yanımıza annesinden gizli oturduk betona. korkuyoruz tabi. işin kötü tarafı, iki tarafın da ödlek olması durumu daha bi trajikomik yapıyo. ve ikimiz de birbirimizi korkutmaktan başka bi işe yaramıyoruz. tamam ya artık dedim bi yerden başlamak lazım. iğneyi aldım soldaki elimin şimdi hatırlamadığım herhangi bi parmağına batırdım. tabi iğne olunca öyle kolay kan gelmiyo. canım da acıyo. bi yandan da o yaşta bilinebilecek tüm küfürleri sayıyorum. neyse bi damla da bişeydir dedim. kendim dışındaki herşey o an umrumda olmadığı için o ne yaptı nasıl yaptı bilmiyorum. kanlarımızı birleştirdik. hobaa olduk mu kankardeş. tarifsiz duygular. kardeşimm diye birbirimize sarılıyoruz gülüşüyoruz falan. nasıl da modaydı o zamanlar. sonraki günler hep canciğer kuzu sarması şeklinde, ediyle büdü kıvamında geçti. birimize sataşan olursa öteki gelip onu kurtarıyodu falan. bildiğin çocukluk işte. şimdi düşününce saçma ve çocukça geliyo evet ama zaten çocuktuk ve o yaşta birbirini hiç bırakmadan hep destek olarak her zaman birbirinin yanında olma sözünün sorumluluğunu almak istemiştik. böyle de bişey.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder