3 Ağustos 2010 Salı

hepsi çok,hiçbiri yok


çok melankolik,çok yalnız,çok özlemli,çok sitemkar,çok duygusal,çok pesimist,ve çok öyle çok böyleyim.öyle böyle diil ama.her an bişeye bakıp,bişey duyup ağlayabilirim lan.sonra da deli sanarlar.ne güzel.herkesin isteyeceği,çok ölüp biteceği bişeydir ya hani deli sanılmak.ama ben,yine de,şu an tam tersini düşünsem ve hissetsem bile,bazen deli olmak,deli gibi düşünmek ve bi deli gibi özgür hissetmekten yana olanlardanım.neyse konumuz bu değil.nerden geldim buraya...
demek istediğim hiçbir şey demek istemediğimdir,şu saatler nüfuz etmekteyken içime dışıma.ruhuma bi mühür gibi yalnızlığı damgalaması her an,içmediğim her sigara dumanıyla birlikte daha katran ve daha az çocuk haline getirmesi beni bu,bu durumların,aslında çok bıkıp usandığım bi durum.bilmiyorum ne derece anlaşılıyorum şu an,ya da kaç tane insan evladı başını ellerinin arasına almadan anlayabildi.ama dedim ya,ya da demedim belki bilmiyorum,anlaşılmak da çok da bi yerimde olan bişey değil bu aralar.kendimi anlamak,kendimin kendim tarafından anlaşılmasını istiyorum belki de yalnızca.okuduğunu anlama ve anladığından bi paragraflık bi özet çıkarma ödevini kendime versem,okuduğum şey ben olsam,eminim,bi bok yazamıcağımı bilirim.bilirim de bişey yapamam.ve bişey yapmadan öylece dururum.durur durur yine düşünürüm ama bu,Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nin bahçesinde duran Rodin'in Düşünen Adamı gibi görünmemden başka hiçbir işe yaramaz.yani biz orda,o adamcağızın ne düşündüğünü nasıl bilmiyosak,ben de benim ne düşündüğümü kimse anlamadan öylece dururum olduğum yerde.
sayılabilecek en karanlık sıfatların 'çok'luğu içinde tek başına savrulup duran,insanları anlamamış ama en başta kendini anlayamamış,şarkılardan medet uman,sessizlikte bile huzur bulamayacağına gönüllü inanan,saçmasapanlığın gönüllüsü,anlamak-planlamak-oluruna bırakmak-boşvermek işlevleri yüklenmeden yani ekranda halen daha loading yazısı göz kırparken dünyaya gelmiş biriyim ben.ve daha fazla bi sürü şey daha...oturup kendimi anlatsam,öyle birbirinden alakasız sıfatların sıfatsızlığında bişey çıkar ki ortaya...barışık olmak lazım tabi,herşeye rağmen insanız.ama insan,neden başkaları gibi değilim demeden de edemiyo.maymun iştahı olduğunu sanmıyorum bunun.biz düpedüz maymunuz da,en kral muz cumhuriyetini koysan önüne yine de adam olamıcak iki kollu iki bacaklı,sol tarafında adını bile anmak istemediğim kırmızı bişey,ellerinde köfte gibi 10 tane cisim,koşan,gülen,ağlayan tuhaf şeyleriz.doğrusu,bi gün,çok uzak bi zaman ve çok uzak bi yerde bizi gerçekten anlayabilecek bi canlı olucak mı,şu an merak etmeye başladım bile.süre başladı.yarışmacı arkadaşlara başarılar.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder